ANAYASA SIFIRDAN YAZILACAK
GÜNDEMTBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Malatya Milletvekili Taha Özhan, Yeni anayasa için hazırlayacakları anayasa metninin, 1980 darbesinin ürettiği anayasayla mukayese edilmeyecek kadar özgürlükçü, kurumları ve yönetim sistemini de doğru düzgün ay
Taha Özhan, gazetemizi ziyaretlerinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Birçok başlıkta açıklama yapan Özhan, yeni anayasa çalışmaları, terörle mücadele, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyareti, ikinci üniversite, Rektörlük seçimleri gibi konulardaki sorulara yanıtları şöyle:
NET HABER: Yeni anayasa için milletvekili transferi yapılacak mı?
TAHA ÖZHAN: Anayasa Komisyonumuzun gündemi anayasanın felsefesidir. Temel değerlerin mekaniğidir. Dolayısıyla o türden şeyler ne bizim partimizin gündeminde var nede Başbakanımızın gündeminde var olmadığını da Başbakanımız çok net olarak ifade etmiştir. Gündemimizde olan bir şey yeni bir anayasa yapmaktır. Cari anayasa ile bizim bir işimiz yoktur. Yeni bir anayasa yapmak istiyoruz. Baştan aşağı sıfırdan tüm memleketi her şeyiyle kucaklayacak merkezinde özne olarak milletin olduğu bir anayasa yapmak istiyoruz. Siyasi perspektifi verdikten sonra hedefimiz bu yasama dönemi içinde anayasayı iskeletiyle ortaya çıkarmak.
NET HABER: Referandum olasılığı nedir, ne kadar süre içinde bir referandum beklemeliyiz?
TAHA ÖZHAN: Bundan sonraki süreçler öncelikle ortada neyi götüreceğinizin tartışması bitmemiştir. Adam akıllı milletle beraber hazırlayıp tartışacağımız bir anayasa hazırlamamız gerekiyor. Biz milletimize de siyasi partilerimize de reddedemeyecekleri bir teklif götüreceğiz. İnşallah o anayasa metni öyle bir metin olacak ki ona hayır demekte herkes çok zorlanacak.
NET HABER: Anayasanın ilk 4 maddesi ile ilgili bir çalışma olacak mı?
TAHA ÖZHAN: Biz yeni bir anayasa yapmak istiyoruz.
NET HABER: Başkanlık sistemini yeni anayasada nasıl ele alacaksınız?
TAHA ÖZHAN: Türkiye'de hükümet sisteminde kriz olduğunu düşünüyoruz. Şu anki cari hükümet sisteminin tarif dahi edemiyoruz. Şu anki hükümet sisteminin parlamenter bir sistem olduğunu iddia etmek dahi mümkün değil. Yasama yürütme Cumhurbaşkanlığı darbe Anayasası'yla anayasal kurum haline getirilmiş kurumların ilişkileri baştan aşağıya karman çorman bir haldedir. Biz bunların tamamını düzenlemek istiyoruz. Anayasal olan tek kurumun milletin temsilcisi olan meclisin olmasını istiyoruz. Sadece seçilmişlerle değil kurumlarımızın dizayn edilmesini istiyoruz. Memlekette de seçilmişler bellidir. Millet Meclisi'ni dolduran milletvekillerimiz ve Cumhurbaşkanımız içindir. Bunlar eliyle bütün düzenin ihya edilmesini istiyoruz.
NET HABER: Seçilmişler bağlamında bu sistem nasıl olacak?
TAHA ÖZHAN: Seçilmişler içerisinde yüzde 98’e varan temsil oranında bu memleketin her türlü insanı var. Dolayısıyla herkese orada sözünü söyleme katkıları şekillendirme, hakkını savunacak bir teknoloji geliştirmek istiyoruz. Yüzde 98 temsili temsil eden bir meclis kurucu meclistir. Bu meclisinde diğer kurumları dizayn etmesini istiyoruz. Kriz halinde olan devlet vatandaş ilişkisi, din devlet ilişkisi kurumlar arası ilişki ve hükümet sistemine dair büyük bir karmaşa var. Bu darbe Anayasasıyla beraber daha da berbat bir hale gelmiş durumdadır. Kurumlar bu anayasadan elde ettiği güçleriyle bunu yanlış kullanmaları ile beraber kabul edilemez güç odakları oluşmuştur.
NET HABER: Partili başkanlık sistemi mi olacak? Türk tipi başkanlık sisteminin özellikleri neler olacak?
TAHA ÖZHAN: Bütün bunları demokratikleştirecek millete yeniden hitap edecek bir taslak üzerinde çalışıyoruz. Bizim önerdiğimiz sistem partili başkanlık sistemidir. Başkanlık sisteminin bir kaç tane vechesi var. Birincisi seçim akşamı sandık açıldığında seçimi kimin kazandığını ve kimin hükümet edeceğini öğrenmiş olmak istiyoruz. Buda öyle çok büyük bir talep değil. Seçimleri sırf seçim yapmak için değil gerçekten hükümet edecek iradenin ortaya çıkması için yapmak istiyoruz. Dolayısıyla herhangi bir koalisyon dönemi yaşanmayacağı ülkeyi kimin yöneteceği idare edeceğinin ortaya çıkmasını istiyoruz.
NET HABER: Bu memleketin sahibi kim o halde?
TAHA ÖZHAN: Tüm bu anayasa tartışmasını bizim açımızdan sadece bir tane sorusu var. Bu memleketin sahibi kim sorusu. O sorunun cevabının ise Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM) olmasını istiyoruz. Her şeye karar veren yerin orası olmasını istiyoruz. Ona ne kadar milletten emanet aldığını sürdürüyorsa diğer kurumların da aynen öyle olmasını istiyoruz.
NET HABER: Başkanlık sistemini sizce muhalefet savunmalı mı?
TAHA ÖZHAN: İşin açıkçası bunu en fazla savunan aktörün muhalefet olması beklenir. Muhalefet sabah akşam Cumhurbaşkanının yetkilerini şikayetçi, hükümetten şikayet ediyor. Yasama-yürütme arasındaki çarpık ilişki olduğunu belirtiyor, kurumlardan şikayet ediyor. Ondan sonrada çıkıyor diyor ki, ‘Türkiye'nin bir anayasa sorunu yok darbe hukuku sorunu var’. Buna tartışmayı uzatmak istemiyorsa saçma sapan bir yaklaşım diyebiliriz ki öyledir. Oldukça trajik bir yaklaşım sergiliyorlar. Bizatihi darbe hukuku diye dillendirdikleri şey anayasanın kendisidir. Siz darbe hukukunda rahatsız olacaksınız bu anayasaya da nöbetçi yazılacaksınız.
NET HABER: Yani muhalefet halen eski vesayet rejimi kafasında mı?
TAHA ÖZHAN: Eski Türkiye'nin vesayet rejimi ne yapışmış durumdalar. Vesayet rejiminin son yazılımı olan bu anayasa metnine yapışmış durumdalar. Değişmemesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Böyle kafası çok karışık mantıksal olarak çok tutarsız bir pozisyondalar. Yeni yeni Kürt meselesinden de bahsetmeye başladılar. Bir taraftan Kürt sorunu diyorsunuz bunun çözümü diyorsunuz, diğer taraftan da dört maddedeki oldukça ilkel sınırlayıcı ilkelere nöbetçi yazılıyorsunuz. Asla değişmeyeceğini söylüyorsunuz. Türkiye'nin bir anayasal sorunu yok diye açıklamaları var. Bu trajik bir durum bunlarla çok uğraşacak bir vaktimiz yoktur.
NET HABER:HDP ile ilgili fezlekeler konusu gündeme geldi bununla ilgili ne düşünüyorsunuz?
TAHA ÖZHAN: Dokunulmazlık meselesini gündeme getiren Parti biziz. Mecliste de belli sayıda bir dokunulmazlık dosyası var. Bizim teklifimiz gayet basit kafa karıştıracak bir şey değil. Bu dokunulmazlıkları kaldıralım yargı süresi işlesin. Burada şöyle bir yanlış yazdı olmuştu sanki meclis dokunulmazlıkları kaldıracak ilgili vekillerin tamamıyla ilgili de tasarrufta bulunabilecek böyle bir şey yok. Böyle bir şey yok meclisin Yapabileceğin tek şey dokunulmazlıkları kaldırmak. Ardından yargı süreci işleyecek yada işlemeyecek. İşlerse ne olacak. Onu bilmiyorum ama meclis sanki bir mahkeme O mahkeme bunlarla ilgili nihai kararı verecek netice alacak. Böyle bir şey yok meclisin görevi sadece dokunulmazlıkları kaldırmaktır. Dokunulmazlıklar kaldırıldıktan sonra yerde suresinin isteyip istemeyeceği hiçbirisi meclisin uhdesinde değil. Mecliste düşen görev sadece o kısımda alakalı ama maalesef Medyanın algı Ne de sanki büyük bir mahkeme bunların dokunulmazlıklarını kaldıracak nihai kaderleriyle ilgili karar verecek.
NET HABER: Peki Can Dündar yarım kalan operasyonu mu tamamlamakta?
TAHA ÖZHAN: Başından beri Can Dündar, Erdem Gül meselesi yeni bir mesele değildir, Cumhuriyet Gazetesi de mahkemenin yasaklamış olan belgeleri yayınlaması yeni bir şey de değildir. Can Dündar meselesi daha ilk gün MİT tırları durdurulduğunda ne yapmaya çalışıyorsun operasyonun aktif bir unsurudur. MİT tırları da bir tane şoförü 2 tane MİT mensubunu yakalamak için duyurulmadı. MİT tırlarına Medya üzerinden bir operasyon için durduruldu. Can Dündar yarım kalan operasyonu tamamlayan unsurdur. MİT tırları operasyonu zaten baştan aşağı Medya operasyonudur. Oksa oradaki fethullahçı kumpas bir tane Şoför 2 tane MİT elemanının peşine düşmüş değildir. Operasyon zaten baştan aşağı bir medya operasyonudur. Her meslekte olduğu gibi gazeteciliğin altyapısı suç işlemek için Pekala kullanılabilir. Bir cerrah elindeki neşter ile ameliyat yapıp cam da kurtarabilir adamda öldürebilir. İkincisi olduğunda adam eşlerini kapıp Ben cerrahım diye ortalıkta bağırması durumu değiştirmez. Can Dündar meselesi aynen böyledir. MİT tırları baştan aşağıya manipülasyonu için yapılmış bir operasyondur. Bu netice ortadan değişmediği sürece kalkmadığı sürece Can Dündar'ın fonksiyonu da aynıdır. Can Dündar meselesinden önce de CHP fanatik bir şekilde Suriye meselesinde oldukça aktif bir baascılık içerisinde olduğu için o operasyonun duygusal kardeşidir. Şaşılacak bir durum yoktur. Diğer isimle ilgili olarak ise yargıdan bir süreç işlemediği sürece bunlar spekülasyon üzerinde kalır.
NET HABER: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ziyaretinde iken, paralel gazeteciler terör örgütleriyle bir arada görüntü sergilediler bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
TAHA ÖZHAN: HDP PKK kaynaşması yurtdışında daha da ağırlıklı bir işbirliği görüntüsü sergiliyor. Türkiye içerisinde bu tür görüntü içerisine girmesinin sosyal ve siyasal maliyetleri var. Hukuki neticeleri var. Maalesef biz bu FETÖ örgütünün PKK ile iç içe olduğunu defalarca gördük. Açıkça bunların bu oluşumlarla ilişkisi olduğu hem biliniyor, hem de kendileri zaten saklayamayarak, kendilerini tutamayarak gösteriyorlar. Washington’da yaşanan sahne ise artık tabelanın asılması oldu. Bu gayet tabi oldu.
NET HABER: Fethullahçılık meselesi bir lobi makinası mı sizce?
TAHA ÖZHAN: Aynen dediğiniz gibi Fethullahçılık meselesi küresel bir lobi makinası gibidir. Lobi makinası devletin imkanlarını sonuna kadar suistimal ederken, gayet konforlu bir şekilde bir Türkiye lehinede görünebilecek görüntü verecekse bir Türkiye lehine ise 9 katıda kendi özel ajandasına çalışan bir küresel makinadır. Şimdi o makina ters çalışıyor. O oranda terse döndüğünde dolayı gayet tabii bir şekilde Türkiye karşıtıdır.
NET HABER: Kamu kurumlarında, belediyelerde Paralel yapı temizlenecek mi?
TAHA ÖZHAN: Bu konuyla ilgili toplantı Başbakanlık’ta toplantı yapıldı. Burası son tahlilde bütün sıkıntılarınızı rağmen bir hukuk devletidir. Bu türden meseleleri bir dalga boyutunda olması için mahkeme kararlarına ihtiyaç vardır. Belki yüzlerce insan suçlu bulunarak için atılmıştır. Bu mahkeme süreçleri olgunlaştıkça Türkiye genelinde etki alanı da daha derin ve toplu bir şekilde gidecektir. Çünkü birçok şeyle bağlısınız. Başka hukuki altyapı devlet personel rejimi ve buna paralel birçok şeyi hukuki olarak mücadeleyi sürdürmek zorundasınız. Bu süreç işlemleri yavaşlamasını sağlıyor ama bir şekilde de devam ediyor. Mesele meşruiyet meselesidir. Meşruiyeti bittikten sonra milletin bağrında kendine yer bulamayacağını anladılar. Belli yerlerde örgütsel sızmalar var. Bir şeyler olması neticeyi değiştirmez. Önemli olan milletin bağrında nerede olduklarıdır.
NET HABER: Sizce hükümet çözüm sürecinde hata yaptı mı?
TAHA ÖZHAN: Muhataplık meselesinde derli toplu işler yapılmamış olabilir. Ama yapılan işlerin tamamı 100 yıllık bir meselenin 25 -30 yıllık ağır insani kriz yönü, şehitler kaybedilen insanlar, yakılıp yıkılan yerler, vesayet rejiminin o berbat maliyeti içerisinde yol yürümeye çalışıldı. Bugünün şartları içerisinde 5 yıl, 10 yıl geriye gidip hiçbir şekilde o dönemin şartlarını göz önüne almadan yapılan analizler bizi yanıltır. 2009 yılında ilk kez mecliste Kürt meselesini tartışırken ortalık birbirine girmişti. 27 Nisan bildirisi yayınlandığında 2005’te cumhurbaşkanı sadece birkaç tane kelime söylemişti. Nasıl tehditler oldu gördünüz. Biz bu işte yola çıkarken hiçbir yerden hiçbir kesimden destek görmedik. Çözüm süreci dediğimiz mesele iki unsurla aslında yaşanan bir süreçtir. Birincisi eli silahlı kanlı terör örgütü PKK diğeri de vesayet rejimidir. Biz aynı anda birisinin elinden silahı almaya çalışırken, diğerinin de bu sorunun cevabını sürdürmesini devam etmesini engellemeye çalışıyoruz. Böyle yaparak yol almaya çalışıyoruz. İki tane büyük dalganın arasında götürmeye çalışıyoruz. Kaldı ki oynayan dalgaları yani dış mihrakların verdiği destekleri de saymıyoruz. Çözüm süreci hayata geçerken PKK'nın şehir savaşları için yığınak yapması, kanı şehre taşınması bu ayrı bir tartışma konusudur.
NETHABER: Birazda yerele dönersek ikinci üniversite Malatya’mıza kurulacak mı?
TAHA ÖZHAN: Süreçle ilgili bağlayıcı ve nihai şeyi söyleyecek hiçbir şeye girmemek lazım. İsim ve yer tartışmasının ardından içerik tartışmasına gelebilmişsek gayet güzel, bütün Malatya tartışsın. Ne olması ve nasıl olması gerektiği noktasında tartışılsın. Maalesef Türkiye’nin bazı yerlerinde açılan ikinci ve üçüncü üniversiteler şehirden kopuk, biz bunun olmasını istemiyoruz. Gönül isterdi ki İnönü Üniversitesi de geçmişteki kötü tecrübe ve süreci itibariyle bu durumda olmasaydı. Yani kurulduğu günden beri şehrimizle içli dışlı bir üniversite olmasını isterdik. Bu tecrübeden de Malatyalının dili çok yandığı için biz ikinci üniversitenin Malatya’nın ve Malatyalının üniversitesi olmasını istiyoruz. Her kurumun Malatya ile içli dışlı olmasını istiyoruz. Yeni kurulacak üniversite inşallah sanki Malatya’nın bir parçasıymış gibi htirecek şekilde olur.
NETHABER: Haziran ayında Rektörlük seçimleri var. Sizlerin kafasındaki rektörlük profili nasıldır?
TAHA ÖZHAN: Hassaten rektörün “kimin” olmasından ziyade rektörün “nasıl biri” olması gerektiği üzerinde durulmalıdır. Bir rektörde aranması gereken en önemli kriterlerden biri; yöneticilik ve idarecilik kabiliyetinin olmasıdır. Bir diğer nokta ise rektör olarak atanacak kişinin Malatya halkı, iş adamları, STK’ları yani tüm kentin birleşenleriyle uyumlu bir çalışma sergileyen yerli bir akademisyen olmasıdır. Taha Özhan’ın gazetemizi ziyaretlerinde AK Parti İl Başkanı Hakan Kahtalı, AK Parti Gençlik Kolları İl Başkanı Enis Aydoğan, il yönetim kurulu üyeleri Kemal Açıkgöz, Necmettin Karakaş, Hasan Kardeş de yer aldı. Röportaj-Foto: Hanifi Evren-Yakup Arkın-A. Vahap Kaygusuz
İlginizi Çekebilir