Bakan Tüfenkci ABD'de
GÜNDEMGümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, “15 Temmuz darbe girişiminin faili Fetullah Gülen’in uzun yıllardır Pensilvanya’da ikamet ediyor olması ve ayrıca ABD’nin PYD/YPG terör örgütü ile yürüttüğü işbirliği, ilişkilerimizde sorun oluşturan iki temel meseledir” dedi.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, çeşitli temaslarda bulunmak üzere ABD'ye gitti. 21 Ekim’e kadar sürecek olan ABD gezisinde Bakan Tüfenkci, , ABD İç Güvenlik Bakanlığı ile 3 Mart'ta Ankara'da imzalanan Niyet Beyanı çerçevesinde gümrük alanında alınan kararları takip edecek, ABD gümrük ve sınır uygulamaları yerinde görecek.
ABD temasları kapsamında ilk olarak ABD İç Güvenlik Bakanı Jeh Johnson ile bir araya gelen Gümrük ve Ticaret Bakanı Tüfenkci, yapılacak görüşmenin her iki ülke ve idareleri açısından önemli olduğuna vurgu yaptı. Ziyaret sırasında yaptığı konuşmada 15 Temmuz darbe kalkışmasına değinen Bakan Tüfenkci, “Türkiye, maalesef kendi Meclisini, kendi kurumlanın savaş uçaklarıyla bombalayan, silahsız vatandaşına kurşun sıkan, kendi silah arkadaşlarını arkadan vuran hain bir grubun terörüne şahit olmuştur. Bu teröristler aynı akşam Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımıza suikast teşebbüsünde bulunmuşlardır.Bu hainler 15 Temmuz gecesi büyük çoğunluğu sivil olmak üzere 241 vatandaşımızı katlettiler. 2000’den fazla vatandaşımızı yaraladılar” dedi.
“ABD makamlarından iade talebinde bulunmaktayız”
15 Temmuz darbe teşebbüsünün arkasında Fetullah Gülen ve ona bağlı unsurların olduğundan hiçbir kuşkularının bulunmadığını belirten Tüfenkci, “Etrafındaki zümre tarafından ‘Mehdi’ olduğuna inanılan bu kişi halen ABD’de yaşamaktadır. ABD makamlarından iade talebinde bulunmaktayız” ifadelerine yer verdi.
Gülen hareketinin geçtiğimiz 40 yıl içinde sadece Türkiye’de değil, 150’yi aşkın ülkede kurdukları sözde hayır denekleri, okullar, şirketler ve medya organları aracılığıyla küresel bir ağ oluşturduğunu belirten Tüfenkci konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Toplam sermayelerinin 25 milyar doları aştığı söylenmektedir. Bu FETÖ’nün görünür yüzüdür. Arka planda ise, kendi okullarında yetiştirdikleri insanları beyinlerini yıkayarak militanlaştıran; Onları hileli yöntemlerle başta ordu, polis ve adalet olmak üzere Türkiye’deki devlet kuramlarına sızdıran, Bu militanları aracılığıyla yasadışı dinleme, şantaj, para aklama ve benzeri yöntemlere kalkışan; Bu yolla devleti içeriden ele geçirmeye çalışan karanlık bir yapı bulunmaktadır. Amaçları ‘ılımlı İslam’ görüntüsü vererek, sinsi bir şekilde, sadece Türkiye’de değil; Afrika’dan Orta Asya’ya hatta Uzak Doğu’ya uzanan geniş bir coğrafyada nüfuz alanı kurmaktadır. FETÖ sadece Türkiye için değil, faaliyet gösterdiği diğer ülkelerin ulusal istikrarı ve güvenlikleri bakımından da tehdittir.”
FETÖ ile mücadelemizde işbirliğiniz bu kapsamda çok önemli olduğunu vurgulayan Bakan Tüfenkci, “Pek çok devlet FETÖ’nün kendi ülkelerindeki yapılanmalarını engellemek üzere gerekli tedbirleri almaya başlamıştır. Ülkenizdeki çatı kuruluşların ve okulların kapatılması ve gerekli diğer tedbirlerin alınmasından müteşekkir olacağız” dedi.
“Gülen’in uzun yıllardır Pensilvanya’da ikamet ediyor olması ve ABD’nin PYD/YPG terör örgütü ile yürüttüğü işbirliği, ilişkilerimizde sorun oluşturan iki temel mesele”
Türkiye ve ABD’nin iki yakın müttefik ve ortak olduğunu ifade eden Tüfenkci, ABD İç Güvenlik Bakanı Jeh Johnson’un 30 Eylül 2016 tarihinde darbe girişimini kınayan yazı için de teşekkür etti. Son dönemde ABD ve Türkiye arasındaki ikili ilişkilerde hassas bir dönemden geçildiğini belirten Tüfenkci, “15 Temmuz darbe girişiminin faili Fetullah Gülen’in uzun yıllardır Pensilvanya’da ikamet ediyor olması ve ayrıca ABD’nin PYD/YPG terör örgütü ile yürüttüğü işbirliği, ilişkilerimizde sorun oluşturan iki temel meseledir. Biz, Türkiye olarak, geçmişte olduğu gibi, ABD ile ittifak ve ortaklık ilişkilerimizi muhafaza etmek için üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz. Ancak, ABD’nin de hassasiyetlerimize azami özen göstermesini, Irak ile Suriye’deki hamlelerinde kısa vadeli çıkarlar yerine orta ve uzun vadedeki dengeleri gözetmesini bekliyoruz” diye konuştu.
ABD’yle ilişkilerin iç siyasi kaygılarından etkilenmeyecek olgunlukta olduğunu dile getiren Tüfenkci, “Terörizm, günümüzde uluslararası barış ve güvenliğe yönelik en büyük tehditlerden birini oluşturmaktadır.
Türkiye terörün her türü ve şekline karşı eşit kararlılıkla mücadele edilmesini savunmaktadır. Bu ilkesel yaklaşımın başta dost ve müttefiklerimiz olmak üzere, uluslararası toplum tarafından da benimsenmesi bu küresel tehdide karşı dayanışmanın güçlendirilmesi için önem taşımaktadır. Güvenlik güçlerimiz DEAŞ, PKK, FETÖ ve DHKP-C’ye karşı eş zamanlı mücadeleye devam etmektedir. DEAŞ terör örgütü öncelikle Türkiye için bir tehdit oluşturmaktadır. DEAŞ tarafından düzenlenen saldırılarda bugüne kadar 254 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, yüzlerce vatandaşımız ise yaralanmıştır” dedi.
“Bu operasyonla Türkiye-Suriye sınır hattında bulunan Azez ve Cerablus arasındaki DEAŞ unsurları tümüyle yok edilmiştir”
Türkiye’nin DEAŞ terör örgütü ve yabancı terörist savaşçılardan kaynaklanan güvenlik tehdidine karşı mücadelesine kararlılıkla devam ettiğini belirten Tüfenkci, “Türkiye ayrıca, ılımlı muhalif grupların DEAŞ’a karşı mücadelesini desteklemek maksadıyla 24 Ağustos tarihinde geniş kapsamlı bir askeri harekât olan Fırat Kalkanı Operasyonu’na başlamıştır. 4 Eylül itibarıyla Uluslararası Koalisyon tarafından desteklenen bu operasyonla Türkiye-Suriye sınır hattında bulunan Azez ve Cerablus arasındaki DEAŞ unsurları tümüyle yok edilmiştir. Bu gelişme DEAŞ’ın ve yabancı terörist savaşçıların ülkemize sızma girişimlerini etkili şekilde engelleyecektir” ifadelerine yer verdi.
Tüfenkci, ziyarette ayrıca iç güvenlik ile ilgili de detaylar paylaştı. Çatışma bölgelerine gideceğinden şüphelenilen şahıslara yurda giriş yasağı konulduğunu kaydeden Tüfenkci, bu kapsamda, tahdit listelerinde bugün 52 bini aşkın kişinin bulunduğunu belirtti.
Terör örgütleriyle ilişkisi olduğundan şüphelenilen ve yasadışı yollarla Türkiye’ye giriş yapan yabancıların tespit edilerek tutuklandığı ve sonrasında sınır dışı edildiğini kaydeden Tüfenkci şunları söyledi:
“Bu kapsamda, bugüne kadar 3 bin 700’den fazla kişi makamlarımızca sınır dışı edilmiştir. Ayrıca, çeşitli havalimanı ve otobüs terminallerinde kurulan Risk Analiz Gruplarınca yaklaşık 11 bin yabancı kontrol edilmiş; 2 bin 200’den fazlasının ülkemize girişine izin verilmemiştir. Güvenlik güçlerimizin yürüttüğü operasyonlar çerçevesinde; 2011 yılından bugüne kadar DEAŞ, El-Nusra ve El Kaide ile ilişkileri nedeniyle bin 803’ü yabancı uyruklu toplam 4 bin 184 kişi gözaltına alınmış, bin 581 kişi ise tutuklanmıştır. Türkiye, DEAŞ terör örgütü ve yabancı terörist savaşçıların seyahatlerinin önlenmesi bağlamında istihbarat değişiminin önemine her zaman vurgu yapmış; Bu bağlamda uluslararası çalışmalara aktif olarak katkıda bulunmuştur.
Ülkemiz DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyon çerçevesinde kurulan 5 çalışma grubundan Yabancı Terörist Savaşçılar çalışma grubunun eş-başkanlığını Hollanda ile yürütmektedir.”
“Uluslararası toplumdan terörle mücadele konusunda ayrım yapmamasını beklemekteyiz”
Açıklamasında PKK’nın da bir terör örgütü olduğunu ve ABD’de de terör örgütleri listesinde yer aldığını ifade eden Tüfenkci, “KCK İran’da PJAK, Irak’ta Tavgari Azadi, Suriye’de de PYD/YPG olarak adlandırılmaktadır. Uluslararası toplumdan terörle mücadele konusunda ayrım yapmamasını, DAEŞ’e, El Kaide’ye karşı ne tür tedbirler alınıyor ise PKK’ya ve bu örgütün uzantılarına karşı da aynı tedbirlerin alınmasını beklemekteyiz.
Bir terör örgütünün alternatifi hiçbir şekilde başka bir terör örgüt olamaz. PYD ve YPG’nin PKK ile ilişkisi açıktır. PYD/YPG 2003 yılında PKK terör örgütünün kontrolü altında kurulmuştur. Uluslararası düzeyde PKK terör örgütüne ve bunun başka ülkelerdeki uzantılarına karşı somut işbirliği olmadan, terörle mücadelede başarıdan ve ilkelerden bahsetmek mümkün olamaz. Terör konusunda tüm dünya kafa karışıklığından kurtulmak zorundadır. Sivil halka savunmasız ve masum insanlara karşı yapılan her çeşit saldırıyı ortak bir dille kınamalı ve bu saldırıların faillerine karşı birlikte mücadelede etmeliyiz” diye konuştu.
ABD ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilere de değinen Bakan Tüfenkci, “2002’de 6,4 milyar dolar olan ticaret hacmi, 2015 yılında 17,5 milyar dolar düzeyine çıkmıştır. Türkiye’deki ABD kaynaklı doğrudan yatırımlar 2002’den 2016’nın Temmuz ayına kadar toplam 10,9 milyar dolara ulaşmıştır. ABD bu rakamla Türkiye’de doğrudan yatırım yapan ülkeler arasında 2. Sırada yer almaktadır. Biz bu noktada en önemli aracın iki ülke arasında bir Serbest Ticaret Anlaşması imzalanması olduğu kanaatindeyiz. ABD-Avrupa Birliği arasındaki Trans Atlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığına katılma talebimizi tüm platformlarda iletiyoruz” ifadelerine yer verdi.
Geçtiğimiz Mart ayında Niyet Beyanı ile, yetkilendirilmiş yükümlü karşılıklı tanıma anlaşması, fikri mülkiyet haklarının korunması, gümrük hedefleme yöntemleri ve eğitim işbirliği alanlarındaki fikir birliğimizi ortaya koyduklarını belirten Tüfenkci şunları söyledi:
“İmzalamış olduğumuz Niyet Beyanı iki ülke işbirliğimizin gelecek dönemde de aktif şekilde sürdürülmesine yönelik istek, irade ve kararlığımızın en somut göstergesidir. Hafta boyunca yapacağımız incelemelerle, gelişmiş gümrük ve sınır işbirliği uygulamalarınızı yerinde görme, hedefleme, yetkilendirilmiş yükümlü, liman, hava ve sınır kapısı uygulamalarınız hakkında bilgi alma imkânı elde edeceğiz. Bu noktada, idarelerimiz arasındaki işbirliğini ileri seviyelere taşımak adına çalışmalara da devam edeceğiz. Ziyaretimize ve sizlerle olan görüşmemize bu anlamda özel önem atfettiğimizi tüm samimiyetimle belirtmek isterim.
Bu noktada özellikle ülkemizin Yetkilendirilmiş Yükümlü ve ABD’nin Terörizme Karşı Gümrük Ticaret Ortaklığı programlarının karşılıklı tanınmasına yönelik anlaşmanın imzalanabilmesi amacıyla eylem planı hazırlanması için teknik yetkililerimizin en kısa sürede bir araya gelmesini öneriyorum. Eğitim ve hedefleme alanlarında karşılıklı tecrübe ve iyi uygulamaların paylaşımı konusunda da çalışmalara devam edilmesinde fayda görüyorum.
Bu vesileyle, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı olarak yetki ve sorumluluk alanlarımız dahilinde siz dostlarımızla mümkün olan her türlü işbirliğine ve yardımlaşmaya hazır olduğumuzu bir kez daha vurgulamak istiyorum.
Bugün ve gelecek görüşmelerimizde alacağımız kararlar ve atacağımız adımlar sayesinde ülkelerimizin ticari ve ekonomik hayatına yapacağımız katkıların her iki ülkenin genel refahına katkı sağlayacağına kuşkum yok.”
Bakan Tüfenkci akşam ise Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile birlikte Türkiye’nin ABD Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç’ı ziyaret etti. Burada büyükelçilik tarafından yürütülen çalışmalar hakkında bilgiler alan Tüfenkci, ziyaretin anısına Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç’a, Malatya kayısısı hediye etti.
İlginizi Çekebilir