Bakan Yılmaz Malatyalıları heyecanlandıran müjdeyi verdi
EKONOMİBaşbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Malatya’nın geleceğiyle ilgili olarak, “Bugüne kadar cazibe merkezi kapsamına Güneydoğu illerimiz alınıyordu. Şimdi Malatya’yı da dahil ettik. Cazibe merkezi kapsamında ayrı destekler sağlayacağız’’ dedi
Ramada Altın Kayısı Otelde, AK Parti İl Başkanlığı tarafından düzenlenen programla Başbakan Yardımcısı Yılmaz ve Sivil Toplum Kuruluşları (STK) temsilcileri bir araya geldi.
FİNANSAL BELİRSİZLİK BİZİ ETKİLEMEKTE
Dünyanın zor bir dönemden geçtiğini anımsatan Yılmaz, “Türkiye şu anda G-20’nin dönem başkanı. Bunlar Dünya ekonomisini çok büyük kısmını elinde tutan ülkeler. Gelecek ay Antalya’da Cumhurbaşkanımızın başkanlığında zirve toplantıları yapılacak. Çok başarılı bir dönem geçiriyoruz inşallah zirve ile bunu taçlandırmış olacağız. Türkiye’nin dönem başkanlığını yapması önemli ancak iç tartışmalardan çokta görülemedi. Dünya hala küresel krizin etkilerinden çıkabilmiş değil. Dünyanın büyümesi başladı, ancak bu büyüme yeterli ve dengeli değil. Eskiden iki haneli büyüyen Çin dahi büyüme düşmeye başladı. Rusya ve Brezilya ekonomilerinin bu sene küçülmeye maruz kalacağı söylenmektedir. Suudi Arabistan’ın dahi borçlanmaya gidebileceğine dair birtakım ifadeler kullanılmaktadır. Böyle bir Dünya’da yaşıyoruz. Nereye gideceği de çok kestirilememekte. Finansal belirsizliklerin çok yoğun olduğu bir dönemdeyiz. Bu da bütün Dünyayı olduğu gibi bizi etkilemektedir. Etrafımızda ise siyasi olarak çok olumlu bir atmosfer olduğunu söyleyemeyiz. Irak’ın, Suriye’nin hali ortada.
OLUMSUZLUKLARA RAĞMEN EKONOMİ BÜYÜDÜ
Suruç’tan sonra değişik terör örgütlerinin adeta koordineli olarak Türkiye’ye saldırdıklarını görüyoruz. Enik gerekçeleri kullanan terör örgütlerinin yanı sıra, dini alet etmeye çalışan terör örgütleriyle mezhep temelli hareket ettiği iddiası olan terör örgütlerinin hepsi bir arada Türkiye’ye eş zamanlı saldırıyorlar. Bütün bu olumsuzluklara rağmen Türkiye ekonomisi bu yıl inşallah yüzde 3 büyümeyi başaracak. Türkiye İstatistik Kurumu istihdam rakamlarımızı yayınladı. İşsizliğimiz yüzde 9.8 olarak gerçekleşti. Burada yer alan çarpıcı veri ise, geçen yılın aynı dönemine göre istihdam sayımız 932 bin kişi artmış. Bu birçok ülkenin imrenerek bakacağı bir performans. Uzun bir aradan sonra tüketici güven endeksinde ciddi bir düzelme olduğunu görüyoruz. Sanayimizin çarkları bu Dünya şartlarında dönmeye devam ediyor. Tarımımız bu sene iyi. Ekonomik reformlarla ilgili olarak çok ciddi hazırlık yapmış bir ülkeyiz. Orta vadeli programımızı meclisimize gönderdik. O çerçevede ana politikalarımızı belirledik. Bütün bu olumsuzluklara rağmen Türkiye büyümeyi ve istihdam yaratmayı nasıl başardı? Bunun sırrı Türkiye de güçlü ve istikrarlı bir hükümetin olmasında gizli. Böyle olumsuz bir dönmede Türkiye istihdam üretmeye devam ediyor. Siyasi ikrar ile ekonomik istikrar arasında her zaman çok güçlü bir ilişki vardır. Birini sağlamadan ötekini sağlayamazsınız. Özellikle bugün içinden geçmiş olduğumuz zor dönemde istikrarın önemi bir kat daha artmıştır. Ekonomik istihkarımızı kaybedersek bu her tarafa yansır.
KOALİSYON TÜRKİYEYİ YAVAŞLATIR
7 Haziran’da biz iyi bir oy aldık ancak bu bize tek başına iktidar olma şansını vermedi. İyi bir niyetle yeni bir hükümet kurmak için çalışmalar yaptık. Bu zor şartlarda ülkemizi yönetimsiz, sahipsiz bırakmadık. Sanki tek başına iktidarmışız gibi her türlü meseleyi vaziyet ettik. Ancak şunu kabul etmeliyiz ki yaşadığımız bu dönem çokta normal bir dönem değil. Siyasi belirsizliklerin yükseldiği bir dönem. İnşallah 1 Kasımla birlikte bu siyasi belirsizlik ortadan kalkar Türkiye çok farklı bir döneme girmiş olur. Bu dönemde koalisyon kurabilmek için bütün partilerle görüşmeler yaptık. Kapris yapmadan memleketin paydası için ne gerekiyorsa onu yaptık. Cumhuriyet Halk Partisi ile Eğitim, Dış Politika gibi konularda anlaşamadık. Milliyetçi Hareket Partisine gittik Devlet Bahçeli her şeye hayır dedi. Tavsiye ettiği tek şey ise Cumhuriyet Halk Partisi ile koalisyon yapmamız oldu. HDP ise enteresan bir şekilde Devlet Bahçeli ne dediyse HDP’nin eş başkanları da sonuç itibariyle aynı şeyi söylediler. Siyasi partiler niçin kurulurlar? İktidar olup ülkeyi yönetmek için kurulurlar. Ama biz bu iki partinin genel başkanlarının Türkiye’yi yönetme gibi bir dertlerinin olmadığını bu süreçte gördük. 7 Haziran sonrası süreçte gördüğümüz tek başına bir AK Parti iktidarı olmasın. 1 Kasım seçimlerinin konusu da budur. AK Parti tek başına iktidara devam etsin mi etmesin mi? Biz inşallah halkımızdan gerekli desteği görürsek kaldığımız yerden devam edeceğiz. Türkiye’mizi son 13 yılda taşıdığımız noktanın ötesine inşallah hep birlikte taşıyacağız. Ancak halkımızın vereceği her türlü karara da saygılıyız. Ancak koalisyonların da Türkiye’yi yavaşlatacağını düşünüyoruz. Türkiye henüz gelişmekte olan bir ülke ve temel meselelerini çözememiş bir ülke. Türkiye’nin bu temel meselelerini çözmesi için güçlü bir hükümete ihtiyaç duyulduğunu düşünüyoruz. Türkiye’yi yeni bir lige taşıyacak olan kritik alanlardaki dönüşüm planlarımızı hazırladık. 13 yılda alt orta gelir grubundan üst orta gelir grubuna geçmeyi başardık. Şimdi ise önümüzdeki önemli eşik olan yüksek grup eşiğine geçmemiz lazım. Bunu yapabilmemiz için ise güçlü ve istikrarlı bir hükümete ihtiyaç var.
TEK BAŞINA İKTİDAR UZAK DEĞİL
Ortadoğu’da çok ciddi bir dönüşüm süreci yaşanmaktadır. Bu süreçte Türkiye’nin içine kapanmaması gerekiyor. İstikrarlı ve güçlü bir hükümet bu anlamda da çok çok önemli. Türkiye son 13 yılda elde ettiği güçle bölgesinde artık çok farklı bir konumda. Önümüzdeki süreçte Türkiye’nin çevresindeki bu olaylara uzak kalmaması gerekmektedir. Yaşadığımız terör saldırılarının en önemli sebebi bence budur. Buna da inşallah güçlü bir hükümetle izin vermeyeceğiz. 7 Haziran’la mukayese ettiğimizde daha bir perspektif görüyoruz. Tek başına iktidar durumu artık çok güçlü ihtimal haline gelmiş durumdadır. Bunu engellemeyi yönelik çabaları da son dönemdeki provakatif eylemlerden görebiliriz. 1 Kasım yaklaşırken birçok ile gidiyorum ve gördüğüm geçmişe göre çok daha iyi konumda olduğumuz. Ama bunun tek başına yetip yetmeyeceğini hep beraber göreceğiz. Neden AK Parti bir yükseliş trendine girdi? Halkımız son dönemde yaşananları ve diğer partilerin tavrını gördü. Diğer yandan biz AK Parti olarak çok ciddi şekilde muhasebemizi de yaptık. Seçim beyannamemizde bir güncelleme yaptık. Halkımıza değen unsurları beyannamemize alarak 1 Kasım’da halkımızın karşısına çıktık. Gençlere yönelik çok ciddi manada güçlendirdik beyannamemizi. GENÇ DES diye bir program başlatmak istiyoruz. Sanatsal, kültürel, sportif olarak GENÇ-DES kapsamında gençlerimize destek olmak istiyoruz. Esnafımıza 30 bin liraya kadar faizsiz kredi vereceğiz. Bunun gibi esnafımıza yönelik çok sayıda önerilerimiz var. Tarımda ise destekleyici mahiyette yeni öneriler ortaya koyduk. En öne çıkanı ise gübre ve yemden artık KDV’yi almayacağız. Bununla hem çiftçimizi rahatlatıp hem gıda fiyatlarının düşmesine yol açacağız. Bu hem enflasyonu etkileyecek hem dar gelirli insanlarımızın hayatlarını olumlu yönde etkileyecek. Bunun gibi aslında biz beyannamemizde bir taşla birkaç kuş vurmayı hedefledik.
MALATYA TÜRKİYENİN İHTİYACINI İYİ ANLADI
Malatya 7 Haziran’da yüzde 60’a varan oy oranı ile Büyükşehirler içerisinde AK Parti’nin en fazla destek aldığı üçüncü il oldu. Malatya bugüne kadar hep bize güçlü bir destek verdi. Malatya’nın ortaya koyduğu tablo aslında Türkiye’nin ihtiyacını en iyi anlayan illerden birisi olduğunu gösteriyor. Bizde Malatya’ya layık olmaya çalışıyoruz. Son 13 yılda Malatya’ya yaptığımız yatırımları topladığınızda 14 milyar lirayı aştığımızı görüyoruz. Malatya’nın şu an yürüyen programına baktığımız da 3.1 milyar liralık şu anda yürüyen yatırımlar var. İnönü Üniversitemize çok ciddi destekler verdik ve bugün çok farklı bir noktaya gelmiş durumda. Şu anda üniversitemizin 250 milyon liralık yatırım programı devam ediyor. Bunlar arasında en önemlisi ise Karaciğer Nakil Hastanesi. Sadece bu projemizin bedeli 85 milyon lira. Malatya bu noktada ciddi bir konumda bizde bu özelliğini pekiştirelim istedik. SODES kapsamında Malatya’nın yüzlerce projesine 33 milyon lira ayırdık. DAP diye yeni bir yapı oluşturduk. Doğu Anadolu Bölgesi Bölge Kalkınma İdaresini de kurmuş bulunmaktayız. Şu anda bu idaremiz yeni, bir plan oluşturmuş durumda, Başbakanımız da bunu ilan etti. Sadece DAP eylem planımızla ortaya koyduğumuz rakam 2018 yılında Doğu Anadolu’ya 21 milyar lira para aktaracağız. DAP’ın idare kapsamında son birkaç yılda en fazla destek sağladığımız il Malatya oldu. Bugüne kadar sadece DAP idaresi kapsamında Malatya’ya 38 milyon lira geldi. Özellikle köylerimizdeki küçük sulamalara destek olduk. Malatya’yı cazibe merkezleri dediğimiz programa aldık. Bugüne kadar cazibe merkezi kapsamına Güneydoğu illerimiz alınıyordu. Şimdide Malatya’yı dahil ettik çalışmalarımız devam ediyor. Cazibe merkezleri kapsamında da ayrı destekler sağlayacağız. Bundan sonra Malatya şuna odaklanmalı: Üretimi, istihdamı ve ihracatı artırmak. Bundan sonra Malatya’da en fazla üzerinde duracağımız iş bu” dedi.
TOPLUMLA İÇ İÇE SİYASET YAPIYORUZ
Milletvekili ve milletvekili adayları adına konuşan Mustafa Şahin, ise, özellikle bu 3 gün içerisinde 2’nci bakanımızı Malatya’da ağırlamaktan onur duyuyoruz. AK Parti ailesi olarak bizi diğerlerinden farklı kılan toplumun her kesimiyle iç içe olarak siyaseti sürdürmeye çalışıyoruz. Bu konuda gerek milletvekillerimiz gerek bakanlarımız gerekse teşkilat mensubu olan arkadaşlarımız gerçekten hayatlarının her kalesinde mutlaka bizleri temsil eden siz değerli sivil toplum örgütleriyle bizleri bir araya getiriyorlar. Yapmış oldukları programlarda başta muhtarlarımız olmak üzere muhtarlarla olan diğer derneklerimiz ve mesleki teşekküllerimiz, ayrıca meslek odalarımız, hemşeri derneklerine varıncaya kadar Seçim Koordinasyon Merkezi’nin (SKM) yapmış olduğu programlarda özellikle bizleri sizlerle buluşturuyorlar, bir araya getiriyorlar. Sizlerin temsil etmiş olduğunuz camiayı belki tek tek gidip dinleme fırsatı yer yer buluyoruz ama sizlerle bir araya geldiğimiz zaman sizlerle özellikle karşı karşıya kalmış olduğumuz sorun ve sıkıntılar varsa bunları da çözmek için elimizden geldiği kadar çabalarımızı sarf etmeye çalışıyoruz. Malatya’mıza bugüne kadar 2002 Genel Seçimlerinden itibaren yaklaşık 10 seçimde ilimizin de, bölgemizin de, ülkemizin de aşağı yukarı ilk 3’ü içerisinde yer alacak oy potansiyeliyle bizleri meclise gönderdiğiniz için, sizler adına orada temsil hakkını kullandırdığınız için ayrıca bu seçimlerde de o desteğin devam edeceğini ümit ediyorum. 7 Haziran Seçimleri öncesinde bu ülkede özellikle AK Parti iktidarlarının sandıkta yenilemeyeceğini fark eden birçok çevre hepsi birden yek güç oldu ve o süre içerisinde karşımıza değişik birtakım entrikalarla bir seçim yaşattılar. Ama hamd olsun 1 Kasım Seçimlerinde bu havayı görmüyoruz. Sahaya indiğimizde o gün bizleri bakışlarıyla, sözleriyle, dilleriyle özellikle etkilemeye çalışan veya sitemlerini iletmeye çalışan bu necip milletimizin her kesiminden şu anda dualarıyla bizlere destek olduklarını görüyoruz’’ diye konuştu.
ÖNEMLİ BİR SÜREÇ İÇERİSİNDEYİZ
Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır, 1 Kasım seçimleri öncesinde önemli bir süreç içerisinde olduklarını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Salonda bulunan herkesin ülkemizin geleceği hakkında büyük bir sorumluluk hissettiğini biliyorum. Ülkenin huzur ve refahı için çaba harcadıklarına ise gönülden inanıyorum. Etrafımıza baktığımızda, Rusya'nın bölgede etkili olma gayretleri, Amerika'nın bölgede daha fazla nüfuz etme İsteği, Avrupa Birliği'nin bölgede bir üstünlük kurma çabaları, bölgemizi bir ateş çemberi haline getirmiştir. Bundan dolayı bu süreç içerisinde ülkemizin güçlü bir iktidara ihtiyacı vardır. Bizler 7 Haziran sonrasında bu süreç içerisinde herkes Ülkemizin ve insanımızın ne kadar tedirgin oldu bu fark etti. Geleceğimiz adına güçlü bir ekonomi adına AK Parti iktidarına ihtiyacı var. Bunu bir yerel yönetim olarak da hissediyoruz. Büyükşehir yapılanmasından sonra Malatya'da yerel bir Kalkınma başladı. Bunu merkez olarak düşünmemek lazım. 12bin 200 kilometrekare içerisinde Her bölgede Büyükşehir büyük bir yatırımla büyük bir alt yapı hizmetleri ile üst Yapı Hizmetleri ile ciddi bir çalışma içerisine girdik. Bu süre içerisinde ekonomik dengelerin bozulmasının faizlerin yükselmesi gibi Her anlamda hem gelirlerin düşmesi anlamında olsun yerel yatırımları ve çok etkiledi bunu siyasetçisine baktığımızda ise ekonomik yansımasını çevremize baktığımızda, Çin'in bir kriz içerisine girmek üzere olduğunu, Rusya'nın aynı durumda olduğunu, Avrupa'nın hala toparlanamadığını, buna rağmen AK Parti'nin gücüyle güçlü bir hükümet ile hiçbir krizden etkilenmeden bugüne kadar gelmiş bütün hepsi var. İnşallah bunun devamı için bilinçli olmamız lazım.’’
İl Başkanı Hakan Kahtalı, seçim çalışmalarına katılmak üzere Malatya'ya gelen Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'a ziyaretinden dolayı teşekkür ederek, “1 Kasım seçimlerinde tüm teşkilatımıza birlikte el ele vererek daha iyi bir sonuç almak, huzur, emniyet ve güven içerisinde istikrarlı yürüyen bir iktidar oluşturabilmek için gayret içerisindeyiz inşallah 1 Kasım seçimleri ilimize ülkemize hayırlı olur” diye konuştu.
KİMLER KATILDI?
Ramada Altın Kayısı Otel de düzenlenen toplantıya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır AK Parti İl Başkanı Hakan Kahtalı, AK Parti MYK üyesi ve Malatya milletvekili Öznur Çalık, Milletvekillerinden Bülent Tüfenkci, Mustafa Şahin, Nurettin Yaşar, Taha Özhan, Milletvekili adayı Ufuk Önalan, Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat; bazı Daire Müdürleri, Sendika ve STK temsilcileri, oda başkanları katıldı.
İlginizi Çekebilir