BEŞ BÜYÜK NİMET
GÜNDEMİlahiyatçı-Yazar Fatih Kahraman, Allahın kullarına vermiş olduğu nimetler ve Peygamber Efendimiz (s.a.v)in hadis-i şerifinde söylediği beş nimet hakkında bilgiler verdi.
Radyo Huzur’un “Huzurlu Sabahlar” programında Mehmet Zeyrek’in konuğu olan Kahraman,“nimet” kavramını değerlendirdi. Nimetin dilimizdeki tanımını anlatan Kahraman, şunları kaydetti.
“Sözlüklerde “her türlü lütuf, iyilik, ihsan” demek olan nimet, kulun önüne Rabbi tarafından cömertçe serilen ilahi sofranın adıdır. Bunun karşılığında kuldan istenen şey, kendisine verilen nimeti yad edip (Maide 11), gerçek sahibine karşı şükür borcunu yerine getirmesi (Nahl, 14) ve onlarla Rabbine yaklaşmaya yol aramasıdır.Nimet bu yönüyle, verileni görmek, verene şükretmek, vermedi diye üzülmemektir.Dünyadaki hiçbir nimet kalıcı değildir, bir gün elden çıkar gider. İhtiyarlık gençliğin, hastalık sıhhatin, fakirlik zenginliğin, meşguliyet boş vaktin ve nihayet ölüm hayatın sonudur.”
Kahraman, Peygamber Efendimiz (s.a.v)in hadisinde haber verdiği “beş nimet”in neler olduğunu da anlattı. Önce hadisi okuyan Kahraman, sonra da haber verilen bu “beş nimet” ile ilgili görüşlerini belirtti.
“Allah Teala’nın kulları üzerindeki nimetleri sayılamayacak kadar çoktur. “Allah’ın nimetini sayacak olsanız sayıp bitiremezsiniz”(İbrahim, 34) ayeti bu hakikati bildirir. Ancak bu nimetler içerisinde beş tanesi insan için büyük öneme sahiptir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) hadis-i şerifte beş nimetin ganimet bilinmesini tavsiye ederek şöyle buyurmuştur
“Beş şey gelmeden evvel beş şeyi ganimet bil:
-İhtiyarlık gelmeden gençliğini,
-Hastalık gelmeden sıhhatini,
-Fakirlik gelmeden zenginliğini,
-Meşguliyet gelmeden boş vaktini,
-Ecel gelmeden hayatını…” (Hakim, Müstedrek, 7846)
GENÇLİK BİR HAZİNE
Gençlik çağı insanoğlunun akli, fiziki ve ruhi bakımdan en dinç ve enerjik olduğu çağdır. Ne var ki gençlik çağında ibadete yönelmek, salih amellerle meşgul olmak, yaşlılık dönemine nispeten oldukça zordur. Çünkü gençlik çağı nefsani isteklerin doruk noktaya ulaştığı, duygusal gelgitlerin yaşandığı çalkantılı bir yaş dönemidir. Gerek şeytanın tasallutu gerekse şehevi hislerin genç üzerindeki baskısı bu dönemde yoğun bir şekilde yaşanır.
Genç birinin nefsine direnmesi, taat ve ibadete yönelmesi ihtiyar kimseye nazaran daha zor olduğundan dolayıdır ki yapacağı güzel ameller de Cenab-ı Hak katında daha makbul görülmüştür. O yüzden hadis-i şerifte; “Gençliğini Allah Teala’ya ibadetle geçiren kişinin, yaşlandıktan sonra ibadet etmeye başlayan kimse karşısındaki üstünlüğü, peygamberlerin diğer insanlara olan üstünlüğü gibidir” buyruluyor.
SIHHATTEN ÖTE NE VAR?
Sıhhat de büyük nimetlerdendir. Çünkü istek ve düşünceler harekete, hareket ise beden gücüne muhtaçtır. Beden gücü sıhhat, sağlık demektir. Sıhhatli insan istek ve düşüncelerini sağlığı bozuk kişiye göre daha kolay gerçekleştirir, isteklerine ulaşması daha çok imkan dahilindedir. Bitkiler için su ne ise vücut için de sıhhat odur.
HANİ BUNUN İLK SAHİBİ?
Büyük nimetlerden biri de zenginliktir. Bu nimet Allah Teâlâ’nın ihsanı olup onu dilediğine verir. “Biz, insanların hangisinin daha güzel işler yaptığını deneyelim diye şüphesiz yeryüzündeki her şeyi bir ziynet yaptık” (Kehf, 7) ayetine baktığımızda, zenginliğin de bu manada bir imtihan aracı olduğunu net olarak görürüz.
VAKTİN BOŞU OLUR MU?
Beş büyük nimetlerden bir diğeri boş vakittir. Müslüman, payına düşen vakit nimetini son saniyesine kadar akıllıca harcamalıdır. Çünkü vaktin tasarrufu olmaz.
ÖMÜR AKIP GİDER
Hayat da başlı başına bir nimettir. Rabbimiz hayatı, kimin güzel ameller yapacağını göstermek için yaratmıştır. Bunu, “O hanginizin daha güzel işler yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır…” (Mülk, 3) ayetinden öğreniyoruz. Ancak günü gelen herkes gibi bizler de bir gün bu fani hayata veda edeceğiz. Dünyanın faniliğine bel bağlamamak, fani alemin baki yolcular ağırlamayacağını hatırda tutmak gerekir”
İlginizi Çekebilir