© Malatya Objektif

YAZIK GÜNAH DEĞİL Mİ?

Hani Allah bize yardım edecekti Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin tutuksuz yargılanan sanık Yarbay SuatÖzocak, tutuklu yargılanan eski yüzbaşı Kemal Keskin’le ilgili olarak, “Bir ara sesini duydum ‘Hani Allah bize yardım edecekti’ diye” ifade verdi.

 

 

 

 

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'nin de bulunduğu 28'i tutuklu 76 sanığın yargılanmasına devam edildi. Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesince Yakınca Spor Salonu'nda görülen duruşmada tutuksuz yargılanan sanık Yarbay Suat Özocak, savunma yaptı. Yarbay Suat Özocak, darbe girişiminin olduğu gün kantine gelen şoförün kendisini arayarak içeri giremediğini, bomba ihbarı yapıldığını ve lojmanlara geri dönmek zorunda kaldığını söylediğini aktardı. Servisin 21.22'de nizamiyeye alınmadığını, kendisinin de 22.11'de kışlaya gittiğini anlatan Suat Özocak, "Nizamiye kapısı açılmadı. İnip sordum, 'komutanım giriş çıkış yasak, almıyoruz' dendi. İkazım üzerine kapı açıldı. Niye açılmadığını sordum? Kemal Yüzbaşı, 'Malatya'da 80 kiloluk patlayıcı bulunmuş, emir verildi, içeri kimseyi almıyoruz' dedi. Kemal Yüzbaşı, 'tatbikat yaptırıyoruz, bombalı araç var, tedbirleri attırdık' da dedi. Doğrusu sevindim. Kemal Yüzbaşı, 'Beklemenize gerek yok, tatbikat yapılıyor, bunu da kimseye söylemiyoruz' dedi" savunmasında bulundu.

SİLAHLARINIZI SAYIN EMNİYETİNİ ALIN

"Bizim temel sıkıntımız o gün kurmay başkanının izne ayrılmış olması" diyen Suat Özocak, savunmasını şöyle sürdürdü:"22.16'da ben kışladan ayrıldım. Müteakiben lojman bölgesine geçtim ve lojmanlar bölgesindeki nizamiyede bulunan askerlere 'Bir şey var mı?' diye sordum. 'Bir şey yok' dediler. Merkez komutanını aradım, o da 'kendisine böyle bir bilgi gelmediğini' söyledi. Daha sonra Mustafa Serdar Sevgili'yi aradım, 'bir tatbikattan bahsediliyor, bekleyeyim' dedim, 'gidin evinizde dinlenin' dediler, 'Tamam, doğru söylüyorlar, sen git evinde dinlen' dedi. O sırada Serdar Paşa, 'Biz Zeki Paşa ile komutanımızın arzını almaya geliyoruz' dedi. Daha sonra kurmay başkanımızı aradım, 'kışlaya git, güvendiğin bir adamını yanına al, silahları say. Ben de kışlaya geliyorum' dedi. Gazinoyu aradım, 'Silahlarınızı sayın, emniyetini alın' dedim. Daha sonra karargaha geldim, benden uzaklaşmamı istediler. Üsteğmen Hüseyin Çakıcı oradaydı, 'Ben kimim' dedim, o da 'Karargah grup komutanısınız' dedi, yani benden emir alması gerekiyordu. Orada Ordu Komutanı Koruma Astsubayı Hacı Eyyip Özcan, 'Beni de almadılar' dedi. Kurmay başkanımızı aradım, 'evden çıkamıyorum' dedi. Kurmay başkanı evden çıktıktan sonra peşinden aracımla takip ederek, 1 nolu nizamiyeden karargaha gittik. Üzerimde silah yoktu"

VALİ BEYİ TELEFONA BAĞLAMADILAR

Ordu Komutanının emir subayına ve Albay Bahadır Erdemli'ye kendilerinin neden içeri alınmadıklarını sorduğunu ancak cevap alamadığını kaydeden Suat Özocak, savunmasında şunları kaydetti:

"Saat 00.41'de kurmay başkanı beni çağırarak, durumu sordu, ardından 'emir-komutayı devral' dedi. Ben de 'Nizamiyeye bir yüzbaşı koymuşlar, ordu komutanın emriyle oraya görevlendirilmiş. Kim emri verdiyse geri çeksin' dedim. Ardından kurmay başkanı, Albay Bahadır Erdemli'ye 'oradan adamını çek' dedi. Bahadır Erdemli, tabancasını kurmay başkanına çekti. Merdivenden inerken Bahadır Albay, 'tutuklayın bunları' şeklinde emir verdi. Bahadır Erdemli'nin bu emri üzerine 'kurma sesi' duydum. İncelediğimde, 'tutuklayın bunları' sesi ile kurma sesinin arasında 2 veya 3 saniye fark var. Sırtım dönük olduğu için nişan alıp almadıklarını bilmiyorum. Kamera kayıtlarında ordu koruma astsubayı Fatih Gürcan, kurma kolunu çekiyor. Kurmay başkanına silah çekilirken, ordu komutanın korumalarında ses yok ama bizim için 'tutuklayın' dendiğinde bize doğru silah doğrultuluyor. Binbaşı Fatih Kılıç, elinde siyah bir poşetle kelepçe getirdi”

ETRAFTA HAŞHAŞİLER VAR

Özacak, “Bahadır Erdemli, 'Demek ki kimseye güvenmiyorsunuz, ben de kimseye güvenmiyorum, etrafta haşhaşiler var, ordu komutanını korumam lazım' dedi. Demek ki bir bildikleri var. Kurmay başkanına silah çekiliyor, ben ve Binbaşı Bülent K. kelepçeleniyoruz ama diğer tarafta hayat normal devam ediyor. Bir süre sonra elimizdeki kelepçeleri çıkardılar ve başımızda nöbete devam ettiler. Bahadır Albay, 'Komutanımızı Ankara'ya götürmemiz lazım, uçak bulmamız lazım, emniyetini almamız lazım' şeklinde sözler kullandı. Sedat Binbaşı yanımızdan geçerken, 'Komutanımızı güvenli bir yere götürmemiz lazım' dedi. Vali Bey ordu komutanıyla görüşmek için kaç kez telefonları aradı. Koruma astsubayları ve emir subayı gelen telefonlara sürekli 'Komutanımız toplantıda, toplantısı bitsin bağlayacağız' cevapları veriliyordu. Bahadır Erdemli'den sigara içmek için izin istedik. 'O da tamam' diyerek onun nezaretinde aşağıya indik ve onun nezaretinde yukarı çıktık” dedi.

HANİ ALLAH BİZE YARDIM EDECEKTİ

Ordu komutanlığı katında bazı gelişmelerin olduğunu ve daha sonra saat 03.20'de kurmay başkanı Angun'un kendisine ''Birazdan teslim olacaklarını tutuklama olacağını ve kelepçe bulmamız emrini'' verdiğini aktaran Suat Özocak, “Kurmay başkanımızın kelepçe bulun, kelepçeler ne oldu kamera kayıtlarına sahip çıkın emirleri vardı. Bu esnada kurmay başkanımıza kelepçeleri bulamadığımızı belirterek merkez komutanlığından isteyelim diye bir teklifte bulundum. O da aradı kelepçe istedi. Ben ilk defa televizyondan kalkışma olayını izledim. O esnada biz kelepçeliyiz. Eyüp Binbaşı kelepçesiz, bizle ilgilendi. Bir ara lavaboya gittik. Dönüşte Bahadır Erdemli ile karşılaştık. 'Askerlerin durumu nedir?' diye sordum. 'Her gün ölmektense bir gün ölürüm. Askerler sizden daha kahraman. Kemal'in emrindeler' dedi. Bu durumda bir şey de diyemiyorsunuz” diye konuştu. Mahkeme Başkanı Vedat Koç'un, soru cevap kısmında "Kemal Keskin'i karargah katında gördün mü?" sorusu üzerine Suat Özocak, "Bir kez gördüm. Teslim olma sıralarında. Sandalyede oturuyordu ve bir ara sesini duydum 'Hani Allah bize yardım edecekti' diye. Bunun dışında karargah katında görmedim" diye cevap verdi.

NOTLAR

-Mahkeme heyeti ilk 6 duruşmada toplam 30 sanığın savunmasını aldı.

-Duruşmada savunma sırası gelen dönemin 2. Ordu İstihkam alayında Tabur Komutanı olarak görev yapan Yarbay Ahmet Üçbudak, Rize L Tipi Kapalı Cezaevinden SEGBİS ile duruşmaya bağlandı. İddianamede hakkındaki suçlamaların okunmasının ardından söz alan Üçbudak, sağlık koşullarını gerekçe göstererek savunmasını tam olarak hazırlayamadığını ve bu nedenle ek süre verilmesini talep etti. Mahkeme başkanı, Ahmet Üçbudak’a savunmasının hazırlanması için ek süre verilmesine karar verdi.

-Mahkeme Başkanı Vedat Koç’un "Gözaltında tutulurken odadaki TV’de neden Çiftçi TV açık" diye sorması üzerine tutuksuz sanık Suat Özocak, “Bana göre de garip. Odada Bülent Binbaşı ile ben kelepçeli olarak oturuyorduk. Kumandanın kimde olduğunu bilmiyorum. Ama Eyüp Kök’ten rica edince zaman zaman haber kanallarını açıyordu. Zaten ben de ilk kez buradan TV’den darbe girişimine ilişkin haberleri izledim” dedi.

-Mahkeme Başkanı Vedat Koç’un söz verdiği Adem Huduti, “Ben Kemal Keskin ile telefon görüşmesi asla yapmadım. Telefonum tamamen emir subayımdaydı” iddiasında bulundu.

-Duruşma bugünde devam edecek. Haber Merkezi-

 Darbeci komutanlar masum erleri kandırmış,  Gündem

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER