Dayanışma Ruhu FETÖ’yü Bitirdi
GÜNDEMMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye'nin FETÖ gibi bir düşmanla ilk defa muhatap olmadığını ifade ederek, milli birlik ve dayanışma ruhunun FETÖ’yü durdurup hesaplarını boşa çıkardığını söyledi
"Ülkemizin oldukça kırılgan bugünkü döneminde siyasi eleştiri ve suçlamalar şimdilik bize bir şey kazandırmayacaktır" diyen Bahçeli, "15 Temmuz FETÖ kalkışmasının dış bağlantıları hususunda ciddiye alınması gereken iddialar gündemdeki ağırlığını korumaktadır" ifadelerini kaydetti. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Türkiye’nin, 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin yol açtığı yüksek gerilim ve gerginliği hayatın her alanında htiğini belirterek sözlerine başlayan Bahçeli, "Devlet ve toplum yapısı artçı şokları, tedirgin bekleyişleri tam manasıyla bertaraf edebilmiş değildir. Normalleşme arayışları henüz istenilen düzey ve kıvama da gelememiştir. Milletimiz hala kaygılı, hala teyakkuzdadır. Türkiye darbelerden, darbe girişimlerinden çok çekmiştir. Demokrasiyi askıya alan veya almaya kalkışan her karar ve uygulama geleceğimizden çalmıştır. On yıllar boyunca darbelerin siyasi, ekonomik ve toplumsal enkazını kaldırmakla uğraşılmıştır. Diyebiliriz ki, milletimiz darbe yorgunudur" diye konuştu.
"FETÖ, TÜRKİYE’YE PUSU KURMUŞ TUZAĞA ÇEKMİŞTİR"
Yakın tarihteki hiçbir askeri teşebbüsün, 15 Temmuz kadar vahşi, 15 Temmuz kadar acımasız ve insanlık dışı olmadığına dikkat çeken Bahçeli, şöyle devam etti: "Türk Silahlı Kuvvetleri’ne her türlü yasa ve ahlak dışı yollarla nüfuz etmiş Fethullahçı Terör Örgütü, Türkiye’nin tüm stratejik ve milli kurumlarını tıpkı bir düşmanın yapacağı üzere, bombalamış, kurşunlamıştır. Biz teröristleri dağlarda, ovalarda, il ve ilçelerde ararken; meğerse bu caniler sinsi sinsi milli ordumuzun içine yuvalanmış, ellerine geçirdikleri ilk fırsatta da karşı saldırıya geçmişlerdir. Yıllarca FETÖ’nün devlete sızma ve kontrol altına alma faaliyeti görülmemiş, görülse bile etkili tedbirler geliştirilememiştir. Az kalsın, Türkiye işgal ve imha edilecekti. Az kalsın, emek emek bugünlere gelen, şehidin, şühedanın göz nuru olan Türkiye Cumhuriyeti tarih sahnesinden silinip gidecekti. Nitekim tehlike bu kadar ileri noktadaydı. Hamd olsun, milletimizin övülecek feraset ve fedakarlığı sayesinde asker kılığına girmiş teröristler hak ettikleri tepkiyi şiddet ve cesaretle görmüşler, geldikleri gibi gitmek yerine yerin dibine geçmişlerdir. Milli birlik ve dayanışma ruhu FETÖ’yü durdurmuş, hesaplarını boşa çıkarmıştır. Uzun zamandır özlemini çektiğimiz kardeşlik ve yardımlaşma duygusu yıldız gibi parlayarak; zalimlerin kullandığı tankın, topun, uçak ve helikopterlerin önünü perdelemiş ve son aşamada da kırıp dökmüştür. FETÖ, Türkiye’ye pusu kurmuş, tuzağa çekmiştir. Demek ki bu soysuz ve kansızlar, vatanı koruyoruz bahanesi altında, kast ve ihanet etmenin alt yapısını oluşturmuşlar, müdahale için uygun zamanı kollamışlardır. Türkiye, FETÖ gibi bir düşmanla ilk defa muhatap olmaktadır. Üstelik bu düşman hem ordumuza kadar girmiş hem de devletin tüm kılcal damarlarına sorgusuz sualsiz yerleşmiştir. Elbette bunda iktidarın çok günahı vardır ve bunu inkar etmek imkansızdır. Ancak ülkemizin oldukça kırılgan bugünkü döneminde siyasi eleştiri ve suçlamalar şimdilik bize bir şey kazandırmayacaktır. Birliğimizi ve beraberliğimizi daha da güçlendirmemizin tarihi önem ve zorunluluk olduğu şu günlerde, yeni tartışmalara kapı aralamak, eski defterlerin sayfalarını kaldırmak bize göre faydasız, anlamsızdır."
"BİZİM YERLİ VE MİLLİ OLUŞUMUZ LAFTA DEĞİLDİR"
"Siyasi kamplaşma ve çekişmeler, şu sıralar en çok uzak durmamız gereken mayınlı alandır" diyerek sözlerini sürdüren Bahçeli, " Çünkü Türkiye hedeftedir. İşin şakaya gelir herhangi bir tarafı yoktur. Tıpkı Çanakkale’de olduğu gibi, tıpkı Milli Mücadele yıllarında görüldüğü gibi, bir ve beraber olmazsak, bizi azap ve acı dolu bir gelecek beklemektedir. Yürekler toplu vurmazsa, hain ve husumet cephesi son vuruşu ilk fırsatta yapacaktır. Türk milleti, 15 Temmuz akşamından itibaren hiçbir ayrım gözetmeksizin nasıl kucaklaşıp meydanlarda demokrasinin namusunu müdafaa ettiyse, ülkenin istiklal ve istikbaline de aynı şekilde sahip çıkmalıdır. Siyasi ve ideolojik aidiyeti ne olursa olsun, her vatandaşımız Türk milleti kimliğinde buluşmalı, milli ve üniter devletimizi yaşatma hususunda tavizsiz duruşunu korumalıdır. Başkentine ateş yağan bir ülkenin başka bir seçeneği yoktur. Türkiye ve Türk milleti karşısında saf saf toplanıp sıralanan hasım ve hıyanet odaklarıyla can pahasına da olsa mücadeleden kaçınmayız, kararsızlık geçirmeyiz. Bizim yerli ve milli oluşumuz lafta değildir. Türkiye’mizin ağır ve sancılı bugünkü ortamında, siyasi çetele tutmayız, çıkarlarımızı düşünmeyiz, aksini yapanları da hoş görmeyiz. Ganimet avcılığı yapmak için devreye girenlere, bu karmaşadan mal kaçırma hevesinde olanlara, sürekli gizli gündemlerine yatırım yapanlara sabır ve demokratik tavrımızla direnir, bunların da oyununu çatır çatır bozarız" açıklamasında bulundu.
"FETÖ’NÜN YARIM BIRAKMAK ZORUNDA KALDIĞI YIKIMI PKK TAMAMLAMAK İÇİN DEVREDEDİR"
FETÖ’nün, devlet ve millet üzerinde açtığı yaranın derin olduğunu kaydeden Balçeli, FETÖ’nün yarım bırakmak zorunda kaldığı yıkımı PKK'nın tamamlamak için devrede olduğunu dile getirdi.
"Pensilvanyalı teröristler, Türkiye’nin belini kırmak, iç huzur ve kardeşlik ortamını baltalamak için emir almışlardır" ifadelerini kaydeden Bahçeli, "Bu arada, FETÖ’nün eylem yoldaşı ve hıyanet ikizi PKK da işbaşındadır. Düşman cephesi sürekli ve faal şekilde cinayet devriyesindedir. FETÖ’nün boşluğu PKK tarafından doldurulmaktadır. FETÖ’nün yarım bırakmak zorunda kaldığı yıkımı PKK tamamlamak için devrededir. 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden sonra 18 polisimiz, 17 de askerimiz terörle mücadele sırasında şehit düşmüştür. İki haftada 35 kahramanımız FETÖ’nün ortağı PKK tarafından katledilmiştir. FETÖ ne kadar alçak ve şerefsizse, PKK da aynısıdır. Şimdi kanlı sıraya PKK tekrar girmiştir. FETÖ’nün intikamını almak için Trabzon ve Ordu ilimize kadar yayılmıştır. Şu rezilliğe bakınız ki, Türk vatanında teröristler cirit atmaktadır. İstanbul meydanlarında bayrak salladığımız kadar, bu vatanın dağlarına, taşlarına da şanlı bayrağımız korkusuzca dikilmediği müddetçe, son terörist teslim alınıp son silahı kırılmadığı sürece bu millete huzur, bu ülkeye rahat yoktur. 15 Temmuz kalkışması PKK tarafından namertçe sürdürülmektedir."
"TÜRK ORDUSU MİLLİDİR, MEŞRUDUR, YASALDIR VE TOPYEKUN DARBECİ GÖSTERİLEMEYECEKTİR"
OHAL çerçevesinde çıkartılan Kanun Hükmünde Kararname ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yapısında çok radikal değişikliklerin yapıldığını ifade eden Bahçeli, "668 Sayılı KHK ile Jandarma Genel Komutanlığı İçişleri Bakanlığına bağlanmış, 669 Sayılı KHK ile Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde Milli Savunma Üniversitesi kurulmuş, Harp Akademileri, askeri liseler ve astsubay hazırlama okulları kapatılmış, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıkları Milli Savunma Bakanı’na bağlanmış, Yüksek Askeri Şura’nın yapısı değiştirilmiş, Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve asker hastaneleri Sağlık Bakanlığına devredilmiştir. Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın kuvvet komutanlarına doğrudan emir verebilmesi mümkün hale getirilmiştir. Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisinin kuruluşu kararlaştırılmıştır. TSK’nın elindeki tersanelerin, fabrikaların, sanayi kuruluşlarının Milli Savunma Bakanlığı’na devrine karar verilmiştir. Öncelikle şunu söylemek lazımdır ki, TSK’nın ana gövdesinde yapılan düzenlemeler aceleye getirilmiş, enine boyuna hesap edilmeden, istişare mekanizmaları işletilmeden düğmeye basılmıştır. TSK’nın yeniden yapılanması önemlidir, elbette ihtiyaçtır. Ancak kuvvet komutanlarını Milli Savunma Bakanına bağlamanın yeni sorunlar getireceğini, emir komuta birliğini bozacağını görmek durumundayız. Bize kalırsa öncelik, kurum açıp kapatmak değil, darbecilerin, hainlerin ürediği sistemi revize etmek, kısaca zihniyet değişimini aşama aşama hayata geçirmek olmalıdır. Konu askerle hesaplaşma, askerin elini kolunu bağlama değil, darbe üreten, darbecileri ve hainleri heveslendiren kaynakları kurutmak olmalıdır. Bin yıldır üzerinde yaşadığımız vatan coğrafyasında düzenli, güçlü, disiplinli ve moral seviyesi yüksek bir orduya beka düzeyinde ihtiyacımız olduğu tartışmasızdır. Türk ordusu millidir, meşrudur, yasaldır ve topyekun darbeci gösterilemeyecektir. Çok değil, bundan 7 yıl evvel başlayan ve adına Ergenekon, Balyoz gibi isimler verilen darbe davaları neticesinde, mahkum olan askerlerimizin masum oldukları, kumpasa kurban gittikleri şimdi net olarak anlaşılmıştır. Geçmişte, FETÖ’cü şerefsizler tarafından darbeci olarak karalananlar, bugün YAŞ kararlarında terfi etmekte, emekli olanlar göreve çağrılmaktadır. TSK’nın içindeki darbeciler ayıklansın, ancak Türkiye’nin bu kadar milli güvenlikle ilgili sorunu varken, askerin itibar ve haysiyeti ezilmesin, linç edilmesin. Vatan nöbeti bekleyenlere parmak sallanmasın, sürekli suçlanmasın" diye konuştu.
İlginizi Çekebilir