“Ayakları Yere Basan Üretime Dayalı Yatırımlar Yapılmalı”
EKONOMİEkonomiyi birlikte değerlendirdiğimiz MÜSİAD Şube Başkanı Poyraz ekonomi kalkınma için görüşlerini sıraladı. Poyraz, “Denetim ve takibin olmadığı, finansal verilerin yerli yerinde oturtulmadığı hiçbir ekonomi ve işletme uzun soluklu olamaz. Kaynaklar, üretim ve üretime dayalı olan yatırımlara dönüştürülmedikçe, hayatiyetini ve sürdürülebilirliğini devam ettirmesi mümkün olamaz. Tüm bu yaşanılan süreçlerden ders çıkarmalı, işletmelerimizi
Ekonomiyi birlikte değerlendirdiğimiz MÜSİAD Şube Başkanı Poyraz ekonomi kalkınma için görüşlerini sıraladı. Poyraz, “Denetim ve takibin olmadığı, finansal verilerin yerli yerinde oturtulmadığı hiçbir ekonomi ve işletme uzun soluklu olamaz. Kaynaklar, üretim ve üretime dayalı olan yatırımlara dönüştürülmedikçe, hayatiyetini ve sürdürülebilirliğini devam ettirmesi mümkün olamaz. Tüm bu yaşanılan süreçlerden ders çıkarmalı, işletmelerimizi yeniden çok boyutlu gözden geçirmeli, mutlaka ayakları yere basan ve üretime dayalı yatırımların yapılması gerekir. ” dedi
Ekonomiye dair değerlendirmelerde bulunan Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Malatya Başkanı Muharrem Poyraz: “Malatya ekonomisi yıllık 350 milyon dolarlık ihracat potansiyeline sahip bir ilimiz. Kayısı ihracatı yaklaşık % 42-45 oranında bir değere karşılık geliyor. Yapılan ihracat rakamlarının bir kısmı Malatya, bir kısmı da İzmir gibi benzeri iller üzerinden gerçekleşiyor. Haliyle Malatya üzerinden gerçekleştirilen kayısı ihracatı, toplamda gerçekleştirilen kayısı ihracat rakamını göstermemektedir. Genel anlamda bakıldığında, tarım ve tarıma dayalı bir sektör içerisinde olan Malatya ekonomisi, istihdam ve yatırım anlamında kendi varlığını devam ettiren bir ilimiz. Bu varlığını 1. Ve 2.Organize Sanayi bölgesinde, tekstil ve benzeri alanlarda faaliyet gösteren yatırımcılarımızın yaptığı yatırımlarla varlığını güçlendirerek devam etmektedir. Malatya ili, Türkiye nüfusunun yaklaşık %1 ine denk gelmesine rağmen, ihracattaki payımız %0.14 e denk geliyor. Kişi başı milli gelirimiz, Türkiye ortalamasının %0.6 sına denk geliyor. Bu verilerden hareketle, hangi dinamikler üzerinden gidilmesi gerektiği ile ilgili, odaklarımızın ne olacağı ile ilgili, yol haritalarını göstermiş oluyor. Türkiye’nin, aşağı yukarı 10 bin dolara yakın kişi başı milli geliri var. Malatya’nın şu an 6100 dolara yakın kişi başı milli geliri var. Bunun getirmiş olduğu satın alma pariteleri var. Elbette ki bu verileri dikkate almamız gerekiyor. Malatya’nın ekonomik anlamda kalkınmasının yolu, aslında tarım ve tarıma yönelik ürünlerde, inovatif ve katma değerli ürünlerin geliştirilmesinden geçiyor. Teknolojiye yönelik yatırımların yapılması, İnönü Üniversitesi bünyesinde bulunan Teknokent, Fırat Kalkınma Ajansı, KOSGEB ve İŞKUR’un desteklerini gözetip bunu gerçekleştirmesi, sanayideki payının arttırılması Malatya ilini daha ötelere taşıyabilir. Malatya ilimiz kayısı endeksli bir ekonomiden, katma değerli ürünlere dönüştürülen bir sürece girmesi gerekir ki, Türkiye’deki o ortalama dediğimiz rakamlara gelebilsin. Global ölçekteki gelişen ekonomilere baktığımızda, karşımıza ders çıkaracağımız önemli gelişmeler çıkıyor. Örneğin 1929 global ekonomik krizi dediğimiz bir kriz yaşanıyor dünyada, global ölçekte Amerika merkezli gerçekleşen bir kriz. Bu krizden çıkmak için Keynesyen modeli öneriliyor. Bu modelde kamu harcamaları arttırılıyor, vergiler düşürülüyor. Aslında vergilerin azaltılması şu anlama geliyor, dolaylı olarak yatırımcıya destek vermiş oluyorsunuz. Bir diğeri de kamu harcamalarının arttırılması. Nihayetinde paranın kaynağı devlettir, devletin bu parayı piyasaya sürmesi gerekiyor. Parayı piyasaya sürmesi içinde çeşitli gerekçeler bulması gerekiyor. Bu gerekçeler ile birlikte, yatırırım teşviklerinin belirlenmiş olduğu alanlara paranın arzının yapılması gerekiyor. Çünkü şu an yaşadığımız sorun makro ekonomik sorunlar değil, para kaynaklı bir finansal sorun. Türkiye ekonomisi makro ekonomik veriler açısından gayet iyi bir durumda. Bakıldığında İhracat rakamlarımız gayet iyi gidiyor, ticari açık gittikçe azalıyor, ithalatımız düşüyor, yani kısacası ekonomi açısından bakıldığında aslında Türkiye’nin gidişatıyla ilgili çok olumsuz bir şey yok. Hatta daha iyiye gidiyor diyebiliriz.’’ ifadelerine yer verdi.
Hanife Sarı (Özel Haber)
İlginizi Çekebilir