HDP’Yİ TEŞHİR EDECEĞİZ

GÜNDEM

 

 

Her gün yeni çatışma haberleri geliyor, koalisyon kurulamıyor, seçim hükümeti nasıl kurulacak belli değil. Bu iç karartıcı politik ortamda gözler AK Parti’nin atacağı adımlara çevrilmişken, son günlerdeki açıklamalarıyla dikkat çeken ve CHP ile istişare heyetinde yer alan isimlerden AK Parti Malatya Milletvekili Taha Özhan ile yoğun gündemi konuştuk. Seçim hükümetinin geleceğini, erken seçime dair detayları, 12 Eylül AK Parti Kongresini ve HDP’nin tavrını sorduk…

AK PARTİ’NİN GÜNAHI YOK

Milletvekili Özhan, koalisyon görüşmelerine değinerek, AK Parti dışındaki unsurların bir proje dahilinde bir araya getirilmesinden bir siyasi irade ortaya çıkmayacağının net bir şekilde anlaşıldığını ifade etti. Koalisyon görüşmelerinde ortaya verimli bir sonucun çıkmadığını belirten Özhan, “Şimdi yeniden bir erken seçime gidiyoruz. Koalisyon, ne siyasal ne de toplumsal zemini güçlü olmadığı için bir netice ortaya çıkmadı. Bunda da emin olun AK Parti'nin hiçbir günahı yok” dedi.

EN HAYIRLI SONUÇ: ERKEN SEÇİM

En hayırlı sonucun yeniden seçime gidip neticesine razı olmaktan ibaret olduğunu dile getiren Özhan, “Gönül isterdi ki bir seçim hükümetiyle seçime gidelim. Ama maalesef ne CHP ne de MHP buna yanaşmadı. CHP buna 'hayır' dedi. Ardından da 'seçim hükümetini ben kurayım' dedi. Bu da ilginç bir teklifti. Hayata geçme ihtimali yok. Milliyetçi Hareket Partisi de, daha öneri sunmadan ilk geceden 'erken seçim' dedi. Koalisyon tekliflerine 'hayır' dedi. Son görüşmede de çok olumsuz bir tavır sergiledi. Geçtiğimiz 1,5 ay boyunca da bol bol hakaretler dolu yazılı açıklamayla, bu süreci kitlemeye çalışan bir aktör konumuna geldi. Maalesef bir seçim hükümeti de kuramadık. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez hayata geçecek olan Cumhurbaşkanı eliyle seçime gitme durumu bir anayasal zorunluluk oldu. Bu, Cumhurbaşkanı'nın tercihi değildir. Anayasada 'siyasi partiler bir koalisyon veya bir seçim hükümeti kurmadığında Cumhurbaşkanı'nın mecbur olduğu bir durumdur ” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın erken seçim için 1 Kasım’ı işaret ettiğini ifade eden Özhan, “Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) siyasi partilerin görüşüne sunduğu taslak seçim takvimine göre yaklaşık 59 milyon seçmen, 1 Kasım Pazar günü sandık başına gidecek. Fakat sonuçta bu taslak bir takvim nihayetinde son kararı partilerden alınan görüş sonrası karar verecek olan YSK’dır” dedi.

SİSTEM İKTİDAR ÜRETMİYOR

Türkiye’de uygulanan seçim sisteminin yanlış olduğunu ifade eden Özhan, mevcut seçim sisteminin vesayet rejimi tarafından üretilen bir sistem olduğunu söyledi. Özhan, “Seçim sisteminin bir iktidar üretmek üzere kurulmadığını vesayet rejimi tarafından en fazla temsili sağlayacak şekilde dizayn edilmiş bir sistemdir. Bizim demokrasimiz, seçim sistemimiz temsil krizini çözüyor. Dünyanın çoğu yerinde olmadığı kadar kaliteli bir temsil sağlıyor. Oy kullanan vatandaşların yaklaşık yüzde 95-96’sı mecliste temsil ediliyor. Bu çok kaliteli ve güçlü bir temsildir. Ama demokratik sistemin kaliteli bir şekilde işlemesi için temsil sadece işin yarısıdır. İşin diğer kısmı da bu kadar güçlü bir temsilden sonra bir iktidarın ortaya çıkmasına da salık vermesidir. Bu seçimde biz AK Parti Olarak yüzde 20 milyona yakın seçmenden alınmış yüzde 41 oy ile kendimizden sonraki partiye yüzde 16 puan farkı ile 10 milyona yakın seçmen sayısı farkı atmış olmamıza rağmen sistem tek başına iktidar üretilmesini engelliyor” dedi.

VARLIĞIYLA KAVGA ETTİLER

Muhalefet aktörlerinin AK Parti’yi normal rekabet edilecek siyasi parti olarak kabullenemediklerini söyleyen Özhan, “ Siyasi partiler normal demokratik yarışa girecekleri, demokratik şartlar içerisinde bilek güreşi yapabilecekleri, kazanırsa kazanacak ve kaybedince kaybedecekleri bir rakip olarak göremediler. Varlığıyla kavga ettiler. Meşruiyetini sorguladılar. Bu sorgulama beraberinde 2007 Cumhurbaşkanı kriziyle bir şeytanlaştırmaya dönüştü. Bunu kendi tabanlarına çok sert ve güçlü bir şekilde zerk ettiler. İnanılmaz bir nefret dalgası çok hızlı bir şekilde bir çığ gibi büyüdü. 2010 Anayasa referandumundan sonra da bu şeytanlaştırma işi kişiselleştirildi. Recep Tayyip Erdoğan’ın merkeze konduğu bir merkez söylemi toplumdaki bütün AK Parti karşıtı bir dile dönüştü. Hal böyle olunca toplumsal zemin zedelendi. Kirlendi, zehirlendi. İşte çok cüzi bir milletvekili sayısıyla siyasetin matematiği itibarıyla bir iktidar neticesi çıkmayınca, bunu tamamlamak için bir koalisyon müzakere süreci başlattık. Burada fark ettik ki sadece siyasetin matematiği ifsat olmamış, siyasetin kimyası da bozulmuş. O kimyanın bozulmasının altında bu sert zemin var. Bizim tabanımız çok sert bir şekilde buna karşıdır. Ama bir çözüm de getiremiyoruz. Onları tabanı da karşı. Onların tabanı dramatik bir şekilde karşıdır. Var oluşsal tehdit olarak görüyor” dedi.

ZAMANA İHTİYAÇ VAR

AK Parti tabanının CHP’yi siyasi bir rakip olarak gördüğünü belirten Özhan şöyle konuştu: “Bizim tabanımız CHP’yi siyasi bir rakip görüyor. Farklı geleneklerden geldiğimiz, farklı toplumsa zeminlerden ve farklı Türkiye tahayyüllerine sahip olduğumuz bir siyasi partidir. Var oluşsal bir tehdit değildir, siyasi düşmanımız değildir. Gerildik, tartıştık, siyasi olarak mücadele ettik ama sokakta birçok siyasi partiden insanla aynı apartmanda yaşadık. Aynı çarşıdan alışveriş yaptık. Görünen o ki bu kısa vadede 7 Haziran üzerinden tamir edilebilecek bir yara değildi. Bunun zamana ihtiyacı var.”

SİLAHLARA VEDA EDİN

7 Haziran seçimlerinin en çarpıcı sonuçlarının birisin HDP’nin barajı aşması olduğunu ifade eden Milletvekili Özhan, milletin HDP’ye “Ben sana barajı aştırıyorum, sana bir sigorta poliçesi aldım, artık güvendesin. Sakin ol, silahlara veda edin, kan akıtmayın, analar ağlamasın, ben de bunun güvencesiyim. Senin arkanda duruyorum, normalleşin ve bu mesele çözülsün” dediğini söyledi.

TÜRKİYE’DE TEK SORUN PKK TERÖRÜ

Özhan, “Emin olun çok kötü bir dönem yaşıyoruz. 90'lardan çok daha kötü bir dönem yaşıyoruz. 1990'larda bir anda PKK terörü bitse, Kürt meselesi aniden çözülse, ülkemiz güllük gülistanlık değildi. Yeterince sıkıntımız vardı. Bir vesayet rejimi, 28 Şubat darbesi, ardı ardına ekonomik krizler, kişi başına 2 bin doları zor bulan gelir, böyle bir ülkeydik. O dönemde PKK terörü, kötülüklerden bir kötülüktü. Kürt meselesi, sorunlardan bir sorundu. Şuan PKK terörü, memleketteki neredeyse tek sorun” dedi.

KISA VADELİ TRAVMA YAŞANIYOR

PKK'nin 1985'te ne yapıyorsa, 2015'te de aynısını yaptığını belirten Özhan, “Türkiye, tarihi boyunca en fazla demokratikleştiği dönemde, PKK en fazla terörist bir örgüte dönüştü. Böylesine bir terse gidiş, böylesine demokrasiden, normalleşmeden uzaklaşan bir çizgiyi açıklamanın hiçbir imkanı yok. Bu işte bir gariplik var. Bunlar Kürtlerin tercihi de değil. HDP Kürtlerin omzundan, PKK da HDP’nin omzundan Türkiye’ye savaş ilan etmiş durumda. Biz bunu deşifre etmek, teşhir etmek ve milletimize anlatmak durumundayız. Kısa vadeli bir travma yaşanıyor. Bu travmatik anlarda tercihler yanlış olabilir. Ama orta ve uzun vadede bu sürdürülebilir değildir” dedi.

SON KARAR 12 EYLÜL’DE VERİLECEK

AK Parti büyük kongresinde Genel Başkan değişikliğine gidilmesinin gündemde olmadığını belirten Taha Özhan, “Üç dönem kuralı içinde çalışmalar yürütülüyor son karar genel kurulda alınacaktır. Erken seçimde AK Parti geçmişte olduğu gibi vatandaşa umut veren, geleceğe dönük projeler ile seçmenin önüne çıkacak. Yapılanlar değil, yapılacaklar, ülkeyi götürmek istedikleri yer anlatılacak. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki illeri başta olmak üzere aday listelerinde yenilikler yapılacak” dedi.

NET HABER MAZLUMLARIN SESİDİR

Gazetemizin imtiyaz sahibi Ahmet Keskin, Yazı işleri Müdürü Hanifi Evren ve gazetemizdeki diğer çalışanlarla uzun bir süre sohbet eden Özhan, NetHaber’in mazlumların sesi olduğunu belirterek, kentteki esnaf ziyaretlerinde en çok karşılaştığı gazete olduğunu da sözlerine ekledi.

HDP’NİN GERÇEK YÜZÜ ORTAYA ÇIKTI

Özhan ile birlikte gazetemizi ziyaret eden AK Parti Malatya il başkanı Hakan Kahtalı ise, teşkilat olarak erken seçime hazırlıklı olduklarını söyledi. Terör saldırıları ve HDP konusuna da işaret eden Kahtalı, “Bugünlerde yaşanan olaylara baktığımızda HDP konusuna da değinemeden geçemeyeceğim. Boyalanarak, cilalanarak milletin önüne konulan ve Türkiye’nin partisi olduğu iddiası ile meydanlara çıkan HDP’nin gerçek yüzü 7 Haziran seçimlerinin ardından yeniden ortaya çıktı. HDP’ye oy vermiş olan kardeşlerimizi tekrar düşünmeye davet ediyorum” dedi.

MİLLETİMİZİN HUZURU İÇİN ÇALIŞTIK

Hakan Kahtalı, çözüm sürecinin maksadının yıllardır akan kanın durdurulması olduğunu, ancak sürecin istismara uğratıldığını belirtti. Kahtalı, “Bizim barış sürecinde amacımız yıllardır akan kanı durdurmak, acı şehit haberlerine son vermekti ama birileri bu niyetimizi birileri istismar etti. Peki kim etti? Bu ülkenin partisi olma sözüyle meydanlara çıkan HDP istismar etti. Bu yolda partimiz değil elini, gövdesini taşın altına koydu, ancak ülkede kaos çıkarmak isteyenler süreci istismar ettiler ve HDP’de bu yolda onlara destek verdi. Ülkemizin, milletimizin huzuru için bizler her zaman çalıştık, bu yolda Sayın Başbakanımızın ve hükümetimizin vereceği kararın her zaman arkasında olacağız” dedi.

BİZ HER ZAMAN SAHADAYIZ

Tüm teşkilatları ile birlikte Kasım ayında yapılacak erken seçime hazır olduklarını vurgulayan Başkan Kahtalı, “Bizler teşkilatlar olarak her zaman yarın seçim olacakmış gibi hazır olduk. 8 Haziran’dan itibaren çalışmalarımızı sürdürdük ve sürdürmeye de devam edeceğiz. Milletvekillerimiz, il, ilçe yöneticilerimiz ve belediye başkanlarımızla hep sahalarda olduk ve olmaya da devam edeceğiz. Bizler hep hazır olduk.” şeklinde konuştu. Net Haber Gazetesi’nin yıllardır ciddi birikim oluşturduğunu ifade eden Kahtalı, “Net Haber Gazetemizdeki tecrübeli çalışanlar halkı bilgilendirme noktasında temiz ve doğru bilgiye ulaşmak için yoğun çaba sarf etmektedirler. Bu gayret ve emekte bugün takdir edilen bir noktaya Net Haber’imizin ulaşmasını sağladı. Bu kadroda Ahmet Keskin’i, Sezai kardeşimizi ve diğer tüm çalışanları tebrik ediyorum. Allah yardımcıları olsun. ” diye konuştu. Haber-Foto: Hanifi Evren- Ömer Çelik-A. Vahap Kaygusuz