© Malatya Objektif

HZ. İSA'YA NE OLDU?

Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi ve aynı zamanda Rektör Yardımcısı olan Prof. Dr. Mahmut Aydın, “Hz. İsa’ya Ne Oldu” başlıklı konferansta konuştu.

İnönü Üniversitesi Hoca Ahmet Yesevî Konferans Salonu’nda gerçekleşen konferansa Rektör

Prof. Dr. Cemil Çelik, Yazıhan Kaymakamı Hatice Bayar Özdemir, İl Müftüsü Hacı Yusuf Gül,

Rektör Danışmanı Doç. Dr. Cafer Mum, Genel Sekreter Yrd. Doç. Dr. Kadir Kartalcı, İlahiyat

Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Saffet Sancaklı, Genel Sekreter Yardımcısı Cevdet Atalan, çok

sayıda öğretim üyesi ve öğrenci katıldı.

Prof. Dr. Mahmut Aydın konuşmasının başında günümüz Hıristiyanlığının yapı taşı olan

İsa-Mesih’in çarmıhta ölümü, gömülmesi, üçüncü günde ölümden dirilip Tanrı’nın katına

yükseltilmesi ve dünyanın sonuna doğru tekrar yeryüzüne dönüp yarım bıraktığı Tanrısal

Krallığı tesis edeceği inancının Hıristiyanlığın özü olduğuna dikkat çektikten sonra, Hz. İsa’nın

sonuyla ilgili Yahudilerin ve Hıristiyanların iddialarına yanıt olarak Kur’an-ı Kerimde yer alan

bilgilerle tarihsel süreçte İslâm kültüründe ortaya çıkan rivayetlerle bunlara dayanılarak

oluşturulan söylemlerden dolayı Hz. İsa’nın akıbeti konusunun Müslümanlar için de son

derece önemi bir konu hâline geldiğini ifade etti.

Prof. Dr. Mahmut Aydın, konuşmasında genel olarak Hıristiyan kaynaklarına göre Hz. İsa’ya

ne olduğu, çarmıh sonrası İsa’nın akıbetiyle ilgili Hristiyan kaynaklarında yer alan bilgilerin

neler olduğu, İslam kaynaklarına göre Hz. İsa’ya ne olduğu konularında ayrıntılı bilgi verip

bazı analizler yaptı.

Hz. İsa’nın babasız olarak dünyaya gelmesinin bir mesaj olduğunu ifade eden Prof. Dr.

Mahmut Aydın, “Hz. İsa konusunda çalışmaya başladım. Bu çalışmalarımı Hristiyanlık

perspektifinde ele aldım. Hıristiyan akademisyenlerden İsa’nın beşeriliği üzerine vurgu

yapanları ağırlıklı olarak çalışmalarımda kullandım. Bütün dinî geleneklerde bir kurtarıcı

beklentisi var. İnsanlar hayatının zor anlarında özellikle kendi işlerini göremeyince

o işleri düzeltecek bir kurtarıcı beklentisi içerisine girerler. Bu beklenti bütün dinî

geleneklerde mevcuttur. Esas kendimizin yapması gereken işleri başka bir kurtarıcının

yapmasını beklemekteyiz. Peki, bu biraz da kolaycılığa kaçmıyor mu? Kur’an-ı Kerim şöyle

buyuruyor: ‘Bir topluluk kendini değiştirmedikçe Allah da onları değiştirmeyecektir’ (Rad 11).

Demek ki öncelikle kendi işimizi kendimiz yapacağız, sonra ise Allah’tan yardım bekleyeceğiz.

Çünkü herkes kendisinin kurtarıcısıdır.”

“Hz. İsa, hem mesajdır hem de mesaj getirendir. İlahi bir varlık değildir.” diyen Prof. Dr.

Aydın, “Hristiyanlıkta Hz. İsa’nın tarihsel bir önemi yoktur. Hz. İsa’nın çarmıhta ölümü,

gömülmesi, üçüncü günde ölümden dirilip Tanrı’nın katına yükseltilmesi ve dünyanın

sonuna doğru tekrar yeryüzüne dönüp yarım bıraktığı Tanrısal Krallığı tesis edeceği inancı

vardır. İlginçtir ki, bizde de buna yakın bir görüş hâkimdir. Bizde Hz. İsa’nın kıyamete yakın

tekrar geleceği ve İslâm inancını tüm dünyada tesis edeceği inancı vardır. Buradaki hassas

noktayı dikkatlerinize çekiyorum. Oysa son peygamber Hz. Muhammed’dir. Son kitap ise

Kur’an-ı Kerim’dir. Bu hayat kitabımız elimizdeyken başka bir mesaj beklemenin anlamı

yoktur. Hepimiz üzerimize düşen dini sorumlulukları yerine getirmemiz gerekir. Hz. İsa ve

tüm geçmiş peygamberlerin yaşadıkları, aynı zamanda Peygamber efendimize yönelik bir

motivasyon kaynağıdır.” şeklinde konuştu.

Son olarak Prof. Dr. Aydın, Hz. İsa’nın sonuyla ilgili şu soruları sorarak onlara yanıtlar

vermeye çalıştı: Kendinden önceki peygamberler gibi bir beşer peygamber olan Hz. İsa, niçin

onlar gibi vadesi geldiğinde vefat etmedi de ömrü donduruldu? Eğer İsa, diri olarak semada/

Allah’ın katında ise şu an nasıl bir hayat sürmekte ve ne yapmaktadır? Eğer iddia edildiği

gibi Hz. İsa, tüm beşeri özelliklerden arındırılarak yani beşer üstü bir varlığa büründürülerek

semaya kaldırıldıysa, o zaman Hıristiyan geleneğinde olduğu gibi tanrısal özelliğe sahip

bir varlık olmaz mı? Eğer Hz. İsa, şu an Allah’ın katında ise, o zaman Hıristiyanların iddia

ettiği gibi o Tanrı’nın yanında tekrar dünyaya gönderilmeyi mi bekliyor? Eğer Hz. İsa iddia

edildiği gibi ahir zamanda dünyaya tekrar geri gelecekse ne olarak gelecek - bir peygamber

olarak mı yoksa sıradan bir beşer olarak mı? Eğer peygamber olarak gelecekse o zaman

Hz. Muhammed’in “son peygamber” olduğu hakikatine ne olacak? Yok, eğer beşer olarak

gelecekse o zaman bu, bir peygamberi sıradan beşer konuma indirgeyerek onun derecesini

düşürmek anlamına gelmez mi? Kur’an, ısrarla Hz. İsa da dâhil tüm peygamberlerin aynı

mesajı getirdiklerini ve taraftarlarıyla birlikte hepsinin “Müslüman” olduklarını altını çizerek

vurgulamasına rağmen, Hz. İsa’nın tekrar dünyaya getirilip Hz. Muhammed’in taraftarı/

ümmeti yapılmasının anlamı nedir?

Konuşmasının sonunda Prof. Dr. Mahmut Aydın, Hz. İsa’nın da Kur’an’ın altını önemle çizdiği

gibi, hem diğer peygamberler gibi yemek yiyen, yolda yürüyen, evlenen, evlat sahibi olan ve

eceli geldiğinde de ertelenmeksizin vefat ettirilen normal bir beşeri varlık olduğu inancına

hem de Hz. Muhammed’in son peygamber olduğu gerçeğine gölge düşürmemek için, Hz.

İsa’nın ölmeyip diri olarak Allah’ın katına kaldırıldığı ve tekrar dünyaya döndürüleceği

yönündeki inancın ciddi olarak yeniden gözden geçirilmesinin artık bir gereklilik olduğunun

altını çizdi.

Konferansın ardından Rektör Prof. Dr. Cemil Çelik, Prof. Dr. Mahmut Aydın’a konferansın

anısına plaket hediye etti.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER