Malatya’dan tepki

Suriye’nin Bayırbucak Bölgesinde yaşayan Türkmenlerin maruz kaldığı saldırılara tepki göstermek için Yeni Cami meydanında toplanan Genç Memur-Sen Malatya Şubesinin eylemine Eğitim-Bir-Sen ve Sağlık-Sen gibi sivil Toplum Kuruluşu üyeleri de eşlik etti. Bayırbucak Türkmenlerine yapılan zulümlerin bir an önce son bulmasını isteyen sivil toplum kuruluşları üyeleri ellerindeki pankartlarla sloganlar atarak yapılan saldırıları kınadı. Toplanan kalabalık grup adına basın açıklaması yapan Genç Memur-Sen Malatya Şube Başkanı Oğuz Güçlü vicdani ve tarihten beslenen sorumluluğu yerine getirmek için burada toplandıklarını ifade ederek, insanlığını kaybetmemiş herkesin kendileriyle birlikte olduğunu ve yapılan zulme karşı hep birlikte haykırdıklarını söyledi. Bayırbucak Türkmenlerine asimilasyon ve sürgün politikalarıyla zulmedilmesine sessiz kalmayacaklarını ve bu saldırılara izin vermeyeceklerini söyleyen Güçlü “Bugün mazluma sahip çıkma günüdür. Bugün Esed’e, Putin’e, DAEŞ’e, İran’a ve zulme ortak olan bütün zalimlere, karşı olduğumuzu haykırma günüdür. Zalim Rusya’yı ve Vahşet saltanatını sürdürmek için ülkesini cehenneme çeviren, kendi halkına zulmeden Esedi, Bayırbucak Türkmenlerini yok etmeye yönelen saldırıları ve katliamlarından dolayı kınıyor, lanetliyoruz. Mazlumun dinini, ırkını, mezhebini hiçbir zaman sormadık. Kimden gelirse gelsin zulmün karşısında, kim olursa olsun mazlumun yanında olduk. Bu anlayışla, Bayırbucak Türkmenleri başta olmak üzere Suriye’de hayatını kaybeden Türkmen, Arap ve Kürt kardeşlerimize, masum ve mazlum insanlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz” diye konuştu.

'Bize ne' diyemeyiz

Uluslararası toplumu Putin, Esed, DAEŞ, İsrail ve İran ortak yapımı zulüm sahnesini yıkmaya ve vahşet senaryosunu yırtmaya davet ettiklerini belirten Güçlü, “Biz bütün insanlığı, her türlü katliama karşı birlikte hareket etmeye, kan ve gözyaşına el birliğiyle son vermeye davet ediyoruz. Ben, sen, o değil biz olursak Esed gider. Siyah, beyaz, sarı ırk diye ayrılmaz, insanlık noktasında buluşursak DAEŞ tükenir, barış ve huzur ümidi filizlenir. Biz Şii, Sünni, Süryani, Nasrani, alevi diye kamplara ayrılmaz, dindarlık noktasında buluşursak, Ortadoğu’da insanlar petrolden daha değerli hale gelir. Sömürü biter, emperyalist şebeke bölgeyi terk eder. İşte o zaman Analar evlatsız, çocuklar babasız, kadınlar yuvasız kalmaz. Terör de, vahşet de, zulüm de insanlığın hayat hikayesinden defolup gider. Ülke olarak Bayırbucak’ta, Türkmen Dağı’nda, Suriye’de olanlardan 'bize ne' diyemeyiz. Çünkü Orada tarihimiz var. Orada asırlardır süren kardeşliğimiz var. Orada mazlum insanlar öldürülmek istenen insanlık var. Oradaki kadın ve çocuklar, katil Esed ve destekçisi Rusya’nın zulmüne terk edilemez” ifadelerini kullandı. Katliamlara, zulme ve zalimlere karşı seslerini yükseltmekten vazgeçmeyeceklerini dile getiren Güçlü, “Böylece tıpkı ecdadımız gibi merhamet tarihinin adalet sayfalarında yerimizi alacağız. Ayağa kalk, dünyayı ve insanlığı terörden, vahşetten ve sömürüden kurtar. Paris’te öldürülen insanlar için ağlaman, bizi umutlandırmıştı. Umudumuza katran dökme, Bayırbucak için de ayağa kalk. Zulme son vermeyeni de zalime dur demeyeni de zalimin suç ortağı sayacağız. Unutulmasın ki suçu işleyenler kadar suça göz yumanlar da suçludur. Hangi din, mezhep, uyruk ve inanca sahip olursa olsun, dünyanın neresinde olursa olsun, her türlü zulme karşı duruşumuzu bir kez daha haykırıyoruz. Başta Bayırbucak olmak üzere, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nden, Karabağ’a, Arakan’dan Filistin’e kadar, bütün mazlumların yanında olduğumuzu, zulmü bitirmeye kararlı olduğumuzu haykırıyoruz” diye konuldu. Suriye’ye hava harekatı düzenleyen Rusya’nın Suriye deki asıl hedefinin sömürü masasına yeniden oturmak olduğunu kaydeden Güçlü, “Rusya’nın DAEŞ’le mücadele etmek gibi bir derdi yok. Katil Esed’i destekleme Vahşete ortak olma, zulme paydaş olma, sömürü masasına oturma hedefi var. Türkiye’nin gençleri olarak, bu katliamlara, Esed’e ve Rusya’ya sessiz kalmayacağız" şeklinde konuştu.