© Malatya Objektif

Malatyalılar: Boykot Kudüs davası açısından büyük önem arz ediyor

Türkiye'de boykotla ilgili bir bilincin oluştuğunu ancak yeterli olmadığına vurgu yapan hekim, eğitimci ve vatandaşlar, işgalci siyonistleri durduracak tek şeyin boykot olduğunu ve bununla ilgili her türlü çabanın gösterilmesi gerektiğine vurgu yaptılar.

7 Ekim tarihinde gerçekleştirilen "Aksa Tufanı" operasyonundan sonra Gazze'de kadın ve çocuk başta olmak üzere, yaklaşık 27 bin insanı şehid eden işgalci siyonistlerin soykırımı 114'üncü gününde de devam ediyor.

Dünyanın birçok ülkesinde ve Türkiye'de düzenlenen çeşitli etkinliklerle soykırımın bir an önce sona ermesi için tepkiler sürüyor.

Malatya'da hekimler ve sağlık çalışanlarının düzenlediği "sessiz yürüyüş" etkinliği 11'inci haftada da devam etti.

Boykotla ilgili İLKHA muhabirine konuşan hekimler, tıp öğrencileri ve vatandaşlar; boykotun Kudüs davası ve Gazze'de devam eden soykırımın sona ermesi için çok önem arz ettiğine dikkat çekerek, bundan dolayı boykotun sürekli gündemde kalması ve uygulanması için her türlü çabanın gösterilmesi gerektiğine vurgu yaptılar.


"Boykotun devam ettirilmesi Kudüs davası için çok önem arz ediyor"

Şu an Gazze'de her 16 dakikada bir çocuğun şehid olduğuna dikkat çekerek, Dr. Serdar Akın Maraş, "Çok ciddi bir durum. İçimiz kan ağlıyor. Manevi destek olarak dualar edebildiğimiz gibi maddi destek olaraktan da en azından zulme iştirak eden, zulme destek veren israillilere, siyonizm'e destek olan şirketleri boykot ederek Filistin davasına destek sağlamış olabiliriz. Yani şu anda elimizden çok ciddi şeyler gelmiyor gibi görünse de boykotla birçok şeyin dize gelebileceğini düşünüyorum. Biz boykotu sadece giyecek, yiyecek gibi değil. Onlara destek ilaç firmaları olsun, destek veren televizyon kanalları ve maneviyatsızlığı teşvik eden tüm etkenleri boykot ederek defetmemiz gerekir. Yani boykotu sadece maddi anlamda değil, manevi anlamda da değerlendirmemiz ve oradaki kardeşlerimize destek olmamıza gerekir. Boykotu her zaman yapmamız ve gündemimizde tutmalıyız ki bu zulüm tamamen sona ersin. Bundan dolayı boykot çok önemli. Eğer boykotunu unutursak, Gazze davası bitecektir. Bizim için hüsranla sonuçlanacaktır. Onun için boykotu gündemimizden çıkarmamamız gerekiyor. Boykotun yapılması ve devam ettirilmesi Kudüs davası için çok önem arz ediyor. Onun elimizden geldiği kadar boykot yapmamız ve teşvik etmemiz lazım." ifadelerini kullandı.

"Türkiye'de boykotla ilgili bir bilinç oluştu ama yeterli değil"

Gazze'ye destek olunması adına boykota çok ciddi anlamda devam edilmesi gerektiğine vurgu yapan vatandaşlardan Nazife Karagöz, "Türkiye'de bir bilinç oluştu ama yeterli değil. Bunu devam ettirmemiz lazım. Bu yönde çalışmaların olması lazım. İlk başladığımız günkü gibi değiliz çok şükür ama devamlılık noktasında biraz daha desteklenmemiz gerekiyor. Bu konuda gençlerimiz çok duyarlı. Örneğin kızım kesinlikle boykot ürünü almıyor. Arkadaşlarına da aldırmıyor. Çünkü her aldığımız ürün oradaki masumların katledilme sebebi oluyor. Bu anlamda şu an en büyük silah boykot. siyonist zihniyeti finansal anlamda destekleyen her ürün. Yiyecek olur, giyecek ilaç sektörü. Yani aklınıza ne gelirse. Biz sadece bunu deterjan ya da yiyecekle sınırlarsak yanlış yapmış oluruz. Her anlamda siyonistlere destek veren bu zulmü açık açık destekleyen bütün ürünleri boykot etmemiz lazım." tavsiyesinde bulundu.

"Onların ürünlerini almazsak savaştan geri çekilmek zorunda kalacaklar"

Boykota önem verilmesi gerektiğini ifade eden çocuklardan Ebrar Karagöz, "Çünkü şu an tek silahımız o. Yani sadece bu elimizden geldiği için bunu kullanmamız lazım. Eğer israil'in ürünlerini ve ona destek veren firmaların ürünlerini almaya devam edersek, onlara parasal destek olduğu için savaşı da devam ettirirler. Ama ürünlerini almazsak, parasal anlamada sıkıntı yaşayacakları için savaştan geri çekilecekler. Onun için boykota ağırlık vermemiz gerekir. Ben onların hiçbir ürününü almıyorum ve arkadaşlarıma da andırmıyorum." dedi.

"İşgalci siyonistleri durduracak tek şey boykottur"

Eğitimci Seval Zengin ise, "Maalesef halkımızda bizden ne olur ki? düşüncesi var. Biz, Hazreti İbrahim'in ateşe atıldığında ki karınca misali benim safım belli olsun düşüncesiyle bile hareket edersek, Rabb'im onu şahit kılacağına inanıyorum. Biz almazsak, ölmeyiz ama biz aldıkça onlar ölüyorlar. Bu konuda hassas olmalıyız. Sadece bir futbolcunun masadaki bir içeceği kenara itmesiyle hisselerin nasıl düştüğünü gördük. Yani biz de bununla ilgili bir çalışma adım atabiliriz. Küçümsemeyelim. Yalnızca elimizden ne geliyorsa çevremize de duyarlı olmalarına davet edelim inşallah. İşgalci siyonistleri durduracak tek şey boykottur. Bunun için de elimizden gelen her türlü çabayı yapmak zorundayız." diye konuştu. (İLKHA)
 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER