© Malatya Objektif

Çocukları dağa kaçırılan ailelerin gözyaşları dinmiyor

Dağa kaçırılan çocukları için Diyarbakır'da oturma eylemine devam eden ailelerin gözyaşları dinmek bilmiyor. Evlat hasretiyle tutuşan aileler, çocuklarına kavuşacakları günü umutla bekliyor.

Çocukları çeşitli tarihlerde dağa götürülen ailelerin, 3 Eylül’de HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde başlattığı oturma eylemi devam ediyor. 

Eylemlerine başladıkları günden itibaren PKK yanlısı medyanın ve HDP’lilerin iftira ve engellemeleriyle karşı karşıya kalan aileler, eylemlerini zor şartlar altında sürdürüyor. Yaşadıkları tüm zorluğa rağmen evlat nöbetine ara vermeyen ailelerin gözyaşları ise dinmek bilmiyor.

"Evlatlarımızı verin!" diye ağıt yakan anneler, çocuklarına kavuşacakları günü hasretle bekliyor.

Dağa kaçırıldığı zaman 15 yaşında olan kızı Songül Akkuş’u 2015 yılından bu yana aradıklarını ifade eden Diyarbakırlı anne Fatma Akkuş, 2 ay önce seyrettiği bir videoda kızını gördüğünü söyledi.

"Kızımı YPJ elbisesiyle gördüm"

Gözyaşları arasında evladının geri gelmesini isteyen anne Akkuş, "Kızım 2015’te götürüldü, gittiğinden beri kendisinden haber alamıyorum. Sadece bir kere internette onu YPJ elbisesiyle gördüm. Kızıma sesleniyorum; neredeysen gel, seni bekliyoruz. Allah kızıma eve dönme imkânı versin. Eylemden vazgeçmiyorum. Ama imkânım yoktur, iki küçük çocuğum evde okula gidiyorlar. Eşim hastadır. Günde bir saat da olsa geleceğim. İnşallah çocuklarımız geri gelecek." dedi.

"Derdinden ölmek üzereyim"

5 yıldır kayıp kızı Mekiye Kaya’nın (19) annesi Diyarbakırlı Hüsniye Kaya, kızını özlediğini vurgulayarak şunları söyledi:

"Kızıma sesleniyorum; kızım eve gel. Seni yanlarında tutmak için 'Gidersen hapse girersin.' diye korkutuyorlar, korkma gel. Kızım hiç mi beni özlemedin? Derdinden ölmek üzereyim. Ne gecem gecedir ne gündüzüm gündüz, ne de yatabiliyorum. Hasta halimle sabahtan akşama kadar sokaklarda kalıyorum. Kızımı çok özledim. En küçük kızım oydu. Kızımın derdinden eşim şeker hastalığına yakalandı, komadadır."

"Oğlumu 15 yaşındayken götürdüler"

Ağrı’nın Eleşkirt ilçesinde yaşayan Necla Çur, 4 yıl önce çobanlık yapan oğlu Vahit’in (19) PKK’lilerce kaçırıldığını ifade ederek, "Oğlum için eyleme katıldım. Oğlumu henüz 15 yaşındayken alıp götürdüler. 4 yıldır terör örgütlerinin elindedir. Nereye gittiysem de çocuğumu görmedim. Kime sorduysam da oğlumun nerede olduğunu bilmediklerini söylediler. Eşimle birlikte dağa gittiğimizde oğlumun PKK’nin elinde olduğunu gördük. Oğlumu istedim, vermediler. Bana geri gitmemi, aksi halde beni öldüreceklerini söylediler. ‘Beni öldürseniz de gitmeyeceğim, çocuğum için buraya gelmişim.’ dedim. Oğlum için çok ağladım, oğlum bana doğru geldi. Ama gözlerime baktı, korkudan gelemediğini anladım. Çocuğuma bir şeyler söylediler, onu korkuttular." diye konuştu.

"Onlar kendi çocuklarını göndersinler"

Çocuğunu istediğini dile getiren Çur, "4 senedir ağlıyorum. Hiçbir günümüz gün değil. Mustafa Karasu, ‘Mücadele vermiyorsan niye çocuk doğuruyorsun.’ diye açıklama yapmış. Ben çocuğumu dağa gitsin diye dünyaya getirmedim. Onlar kendi çocuklarını göndersinler. Neden bizim çocukları gönderiyorlar? Evde hep üzüntü içindeyiz. Çocuğum gelene kadar buradan ayrılmayacağım. Davamızdan vazgeçmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.

Ailelerin oturma eylemine Ordu’dan katılan anne Latife Ödümlü, Diyarbakır Dicle Üniversitesinde kimya bölümünde okuyan 3’üncü sınıf öğrencisi olan oğlu Özgür Ödümlü’nün (22) yaklaşık 10 ay önce dağa kaçırıldığını kaydetti.

"Oğlumu almayana kadar eve gitmeyeceğim"

Oğlunu istediğini, oğlu için eylemden vazgeçmeyeceğini belirten Anne Ödümlü ise şöyle konuştu:

"Oğlum üniversiteyi okuyordu. Onu zorla götürdüler, kaçırdılar. Onu, önünde oturduğum bu binaya getirmişler. Burada Murat diye birini çağırmışlar. Oğlumu Murat’a vermişler. Murat oğlumu yurt dışına götürmüş. Oğlumun ardından yurt dışına gittim ama onu bana vermediler. Geri geldim, pasaportumu çıkardım. Tekrar gittim. Irak’a, İran’a, Mahmur’a gittim. Kapı kapı dolaştım. Oğlumu bana göstermediler. 4 gün tek başıma soğukta, karın içinde, benzinlikte yatıp kalktım. Çocuğumu vermeyene kadar ayrılmayacağımı söyledim. 25 gün boyunca bu şekilde oğlumu aradım ama bir türlü bana onu vermediler. Aylardır oğlum için evimi terk ettim. Oğlumu almayana kadar eve gitmeyeceğim. Oğlumu istiyorum. Eşimin gözü kör oldu. Elimizden bir şey gelmiyor." (Mehmet Fatih Akgül, Ömer Adıgüzel-İLKHA)

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER