Neler oluyor?
GÜNCELNereye bakarsak savaş. Barış taraftarları bile savaşıyor. İslam alemi haram aylardan bir tanesini yaşıyor; ama birbirine saldırılar durmuyor. Yüce Yaradanın kanunu bile çiğneniyor. Neler oluyor? Ne olacak halimiz?
Riyad Makaev -Doğruhaber/Analiz
Gelişmiş demokrasilerde bile iktidarı ele alanların o iktidarı bırakmamak için mücadele vermesi gayet doğaldır. Bazılar için bu mücadele hayatın garantisi haline gelir. İktidardan vazgeçerlerse öldürülür yada hapse girer. Yani, iktidardayken gücünü yanlış yada kişisel gücünü arttırmak ve ilelebet iktidarda kalmak için kullanmıştır. Fakat, iktidar mücadelesi bazen kişisel gücünü arttırırken bazen devlet için yıkıcı sonuçlara dönüşür.
Suriye rejimi kişisel iktidarını koruyabilmek için kocaman devleti paramparça etmiştir. Bundan sonra Suriye eskisi gibi tek bir devlet halini korumayacaktır. Öyle gözüküyor ki eski Suriye topraklarından birkaç tane devlet çıkacaktır. Her şey onu gösteriyor. Bunun için yüzbinlerce insan katledildi ve yüz binlercesi bölgeyi terk etti. Baktığımızda, Suriye'de sözde barış taraftarları bile kendi aralarında savaşıyor. Ciddi bir araştırma yapılsa kim bilir Esed çoktan gitmek istiyordur ama, etrafındakiler buna müsaade etmiyordur. Bir seçim tiyatrosu düzenlediler ve Esed'i yeniden seçtiler! Kişisel çıkar, menfaat, dünya ve iktidar sevgisi insanı köreltir. Suriye zengin bir devlet idi, şimdi halkı varlık içinde yokluk yaşıyor.
Mısır'da demokratik bir seçimle iktidara gelen Muhammed Mursi hükümeti, hükümetin Genel Kurmay Başkanı Sisi tarafından bir darbeyle devrildi. Muhammed Mursi yıllarca varlık içinde yokluk yaşayan Mısır halkı için reformlar ele almış ve devleti yeniden yapılanmaya götürüyordu. İktidar hırsı olan, devletin geleceğini ve halkı düşünmeyen Sisi iktidarı zorla ele geçirdi. Kendi halkına kurşun sıktı. Halkın seçtiği hükümet üyelerini hapse attı. Halka adeta, siz güçlü bir devleti ve refahı hak etmiyorsunuz, dedi. Kişisel çıkarları için halkı heder etti, bundan sonra iktidarı bırakmamak için elinden gelen zulmü yapacaktır. Geçen Mısır'da seçim tiyatrosu kuruldu ve “kahir ekseriyeti” ile Sisi yeniden Cumhurbaşkanı seçildi. Bundan sonra bir Arap baharı mı olur veya kışı mı olur bilinmez; ama Sisi iktidarı kendiliğinden bırakmaz.
Sözde bunlar yani Suriye ve Mısır cumhuriyettir. İktidarı seçimle halk seçer. Tüm dünya biliyor ki orada yapılan seçimler hiç biri gerçek seçim değildir. Güç elinde bulunanlar istediği gibi bir tiyatro kuruyor ve kamuoyuna istediği görüntüyü veriyor. Acı bir gerçek ise her iktidarın yanında onların yaptıklarını onaylayan kendilerine alim diyen insanların olmasıdır. İktidar kavgaları tarih boyunca olagelmiştir. Fakat bugün bu kavgaların arkasında sadece iktidar mücadelesi değil, aynı zamanda İslam alemini birbirine düşürüp bölgeyi kontrol etmek isteyen başka güçler vardır.
Filistin ve israil senelerce savaş veriyor. Hemen hemen tüm devletler Filistin ve israil arasında barış inşa etmek için uğraşmış veya bir çaba göstermiştir. Senelerce bu kavga devam ediyor. Aslında seneler değil, asırlarca devam ediyor. Her asırda farklı bir boyut kazanarak devam eden bu Arap ve Yahudi kavgası sonunda bizim için büyük bir savaşa neden olacaktır. israil Filistinlileri bombalayınca kıyamet kopuyor, mitingler ve hatta diplomatik ilişkilerimizi kesiyoruz. israil ile bir işimiz oluyor ilişkilerimizi yeniden başlatıyoruz. Bunda bir tutarsızlık görüyorum. Ya israil terör devletidir yada değildir. Artık bir karar vermemiz gerekiyor. Bugünlerde israil yine Filistinlilere saldırmaya başladı. Tekrar mitingler, açıklamalar, kınamalar ve belki ilişkilerimizi kesme noktasına geleceğiz. Bu bir çözüm değildir. Burada bir kişisel, duygusal ve siyasal bir yaklaşım görüyorum. Eğer Kudüs bizim için kutsal bir yer ise bunu kişiselleştirmek veya siyasallaştırmak yerine dini vecibe olarak sahip çıkmamız lazım. Oyun oynamayalım, israil güler ve gülüyordur.
Arabistan bizim için kutsal bir yerdir. Şu anda Yemen'de Husiler ile savaş yürütmektedir. Recep ayı dinimizde açık hükmü olan savaşılmaması gereken dört aylardan bir tanesidir. İki taraf da Müslüman ve maalesef birbirinin kanını döküyor.
Mahmut Abbas ABD'den, Rusya'dan yardım dilerken içim ağlıyor. Bir Gazzeli veya Suriyeli çocuk haykırarak yardım isterken içim ağlıyor. Rusya Suriye'de Müslüman kardeşlerimi bombalarken içim ağlıyor. O Rusya ki kendi iktidarını elinde tutabilmek için kendi devletini savaşa soktu ve kadın çocuk bombalayarak Batı'ya ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Biz ise onlarla iyi ilişkiler kurduğumuz için seviniyor ve ticaret hacmimizi arttırıyoruz. Ne oldu bu ümmete, hiç mi kalmamış yiğitler? Kudüs bir Selahaddin, Suriye bir Halid, Mısır bir Yavuz Selim istiyor. Biz kendimizi dünya işleriyle kaybetmişiz. Allah'ım dayanmaya sabır anlamaya akıl, mücadele için iman ve kuvvet ihsan eyle!
İlginizi Çekebilir