© Malatya Objektif

GÖZYAŞI ÜLKESİ

Bu cümleyi duymamın üzerinden henüz bir yıl geçti. O bayan ile yenilerde görüştüm tekrar.

Safiye Çetinkaya'dan alıntıdır:
Suriye savaşının nasıl başladığını ve sonrasında kardeşin kardeşi öldürme noktasına nasıl geldiğini yüzlerce Suriyeli aileler ile görüşerek yazdığım GÖZYAŞI ÜLKESİ adlı bir kitap vardı.
(Daha iki ay oldu çıkalı)

O kitabı yazarken eşini, çocuklarını ve tüm yakınlarını kaybetmiş bir bayan;
"Kimsenin hikayesine gülmeyin.
Sizinkisi daha bitmedi.
Ne yaşayacağınızı bilemezsiniz..." demişti ve ben bu cümleyi kitabın kapağına koymuştum.

Bu cümleyi duymamın üzerinden henüz bir yıl geçti.
O bayan ile yenilerde görüştüm tekrar.

"Şimdi bu salgın nedeniyle tüm dünya EVLERİNE sığındı. Bizim sığınacak bir evimiz dahi yoktu.

Herkes yiyecek stoğu yaptı.
Savaşın ilk ayı tüm pazarlar, fırınlar kapatıldığı için biz yiyecek bile bulamadık ve otları, ağaç kabuklarını kaynatıp yedik.

Hastaneler harıl harıl çalışıyor. Tedaviler ücretsiz.
Bizim hastanelerimizin hepsi bombalandığı için evlatlarımız sarin gazından dolayı ciğerleri parçalanarak kucaklarımızda öldü.

Şimdi sizde devlet insanların kapılarına polis, asker göndererek yiyeceklerini, ilaçlarını aldırıyor.
Bizim ise asker, polis kapımıza gelecek diye aylarca mağaralara, dağlara sığındık.

Bize herkes ülkesini bırakıp kaçtı diyor. Ölüm ansızın bombalarla geliyordu başımıza. Bu durumda Suriye'den kaçmak bile çok pahalıydı.
Ürdün ve Türkiye sınırlarına gelebilmek için evimizi, arabamızı, neyimiz varsa sattık ve simsarlara verdik. Çünkü yol kesen simsarlarla doluydu heryer.
Parayı vermezsen sana adım bile artırmıyorlardı.
Direnirsen öldürüyorlardı.
Sınıra kadar gelmemize izin versinler diye neyimiz varsa verdik onlara.
Yasamak çok pahalı oldu bizim için.
Sizin ise binlerce kilometre ileride 10 öğrenciniz kaldı diye devletiniz onlardan hiç para almadan uçak gönderdi.

Şimdi dünya saat saat virüse yakalananların ve ölenlerin haberlerini veriyor. Nasıl bu gidişata dur diyebiliriz diye her ülke çaba sarf ediyor.
Bizde ise savaşın üçüncü yılından sonra ölenlerin kayıtları bile tutulmadı. Sokak ortasında cesetler öylece bırakıldı ve çoğunu saksağanlar, kargalar parçalayarak yedi.
Bizi kimse duymadı, görmedi.

Şimdi ise dünya çapında bir salgın nedeniyle herkes korku ve panik halinde. Evlerine kapandılar.
Tabi bizlerde aynıyız.
Ama biz bundan çok daha kötüsünü yaşadığımız için biraz daha metanetleyiz.
O nedenle sabırlı olun. Çünkü sizlerin şükredecek çok daha fazla şeyiniz var. Bunun farkına varın."
dedi... 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER