Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “Evlerimizi mescit haline getirelim”
GÜNCELDiyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Covid-19 dolayısıyla yaşananlarla ilgili açıklamalarda bulundu.
Erbaş, Covid-19’la mücadelede din görevlilerinin çalışmalarını anlatarak, “Görevlilerimiz sadece camilerin değil, mahallenin, ilçenin şehrin görevlileri. Şu anda personelimiz sahada Vefa Koordinasyon Grupları'nın içerisinde yer alarak insanımıza hizmet ediyor.” dedi
Erbaş, depremde, yangında, selde ve salgın hastalıklarda hayatını kaybedenlerin hükmen şehit olarak kabul edildiğini söyledi.
Erbaş, Covid-19’la mücadele kapsamında camilerde cemaatle namaza verilen aranın Ramazan Ayı da dahil olmak üzere salgın tehlikesine karşı alınan tedbirler devam ettiği müddetçe uygulanacağını ifade ederek, “Bu süreçte evlerimiz mescit haline getirelim. İbadetlerimize riayet edelim. Evlerimizde eşimiz ve çocuklarımızla teravihlerimizi kılalım. Evde yaşayanlar içerisinden bir karantina yoksa namazlarımızı cemaatle kılalım.” diye konuştu.
“Umreden dönen vatandaşlarımız, sağlıkçılarımızın kontrolü altında Türkiye’ye geldi”
Coronavirus'un Türkiye’de yayılmasında umreden dönen vatandaşların etkili olduklarına dair iddialara cevap veren Erbaş, şunları söyledi:
“Koronavirüsle ilgili çalışmalar başlayınca biz hemen 27 Şubat itibarıyla umre ziyaretlerini durdurduk. Suudi Arabistan'da o ana kadar hiç vaka görülmemişti. 27 Şubat’ta tek bir vaka görüldü, tek bir vaka olmasına rağmen biz umre ziyaretleri durdurduk. Hatta şunu söyleyeyim uçağa binmek üzere havaalanlarına gelen 3 bin kişiyi biz havaalanlarından evlerine geri taşıdık, göndermedik. 28 Şubat'tan itibaren umreden Türkiye'ye dönenler için Sağlık Bakanlığımız, buradan teşekkür ediyorum, doktor, hemşire kardeşlerimizi Mekke'ye ve Medine'ye gönderdi. O sağlıkçılarımız, umreden peyderpey dönen yolcularımızın Türkiye’ye gelinceye kadar gerekli kontrollerini yaptı. Herhangi bir şikâyeti olanlar varsa onları ayırdılar, hastaneye gönderdiler ve diğerlerini de Türkiye'de genel olarak karantina kararı alınmadığı için evlerine gönderip evlerinde 14 gün karantinada kalmalarını, ziyaretçi de kabul etmemelerini tavsiye ettiler. Biz de Sağlık Bakanlığı'nın bu talebini tüm il ve ilçelerimize genelgeler göndererek, görevlilerimizi onlara rehberlik yapmaları, titiz davranmaları noktasında uyardık. Umrecilerimizin son dönüş tarihi 28 Mart olmasına rağmen biz 13 gün öncesinden tüm umrecilerimizi döndürmüş olduk. En son 15 Mart itibariyle gelenler Ankara'da, Konya'da ve birkaç yerde karantinaya alındı. Biz yine umrede görevli olan personellerimizle 14 gün boyunca karantinadaki umreci kardeşlerimize hizmete devam ettik. Umrecilerimiz, daha Suudi Arabistan'da iken hazırladığımız uyarıları, afişler gönderdik. O afişleri otellerinin kapılarına astılar. Dikkat edilmesi gereken temizlik uygulamalarını, 14 kuralı tüm umrecilerimize uygulamaya başladık.”
“Diyanet yetkililerinin umrecilere ateş düşürücü ilaç verdiği, iftirası bile atıldı”
Umreden dönen vatandaşlar ve Diyanet yetkilileri hakkında doğru olmayan beyanların incitici ve kul hakkı olduğuna vurgu yapan Erbaş, “Bu haberleri yapanların da kul hakkına girdiğini düşünüyorum. Çünkü yalan söylemek, iftira etmek kul hakkıdır. Bununla da kalınmadı, uçakta Diyanet yetkililerinin umrecilere ateş düşürücü ilaç verdiği, iftirası bile atıldı, düşünebiliyor musunuz? Yani bu kadar mesnetsiz, dayanaksız konuşulabiliyor. Bundan biz gerçekten üzülüyoruz ve bu şekilde konuşan insanlara da inanmak gerçekten çok zor. Niçin bunu yapıyorlar, doğrusu anlamak mümkün değil.” şeklinde konuştu.
“Üç kuruş daha fazla kazanayım düşüncesiyle tamahkârlık yapıp ahiretimizi zarara uğratmayalım”
Erbaş, Covid-19 nedeniyle yaşanılan bu zor süreçte stokçuluk ve fırsatçılık yapmanın yanlış olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti:
“Peygamber Efendimiz, bu tür fırsatçıları kınıyor, lanetliyor ve haram işlediklerini söylüyor. Bir takım ürünleri stoklamak, fiyatını artırmak, insanlar kendisine mecbur kaldıklarında yüksek fiyatlarla onları satmak, dinimizde bunların hepsi yasaklanmıştır. Hiç kimsenin bu tür şeylere tevessül ve tenezzül etmemesini buradan istirham ediyorum. Bizim milletimize bu yakışmaz. Biz yardımsever bir milletiz. Biz paylaşımcı bir milletiz. Fakir fukara, garip gureba insanlara, işini kaybeden insanlara bizim yardımcı, destek olmamız gerekiyor. Üç kuruş daha fazla kazanayım düşüncesi içerisinde tamahkârlık yapıp lütfen ahiretimizi, geleceğimizi zarara uğratmayalım.”
Erbaş, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile telefonla görüştüklerini belirterek Toplum Bilimleri Kurulu için din psikolojisi ve din sosyolojisi alanından bazı isimleri verdiğini söyledi.
“Din görevlilerimiz, Vefa Koordinasyon Grupları'nın içerisinde insanımıza hizmet etmeye devam ediyor”
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bu süreçte tüm personelleriyle vatandaşa hizmet ettiklerini hatırlatan Erbaş, “Bizim cami içi görevlerimiz olduğu gibi cami dışı görevlerimiz de var. Görevlerimiz sadece camilerin görevleri değil, mahallenin, ilçenin şehrin görevleri. Şu anda personelimiz sahada Vefa Koordinasyon Grupları'nın içerisinde yer alarak insanımıza hizmet etmeye devam ediyor.” diye konuştu.
“Temsili Cuma namazı, hüsnüniyet ile başlattığımız bir uygulamadır”
Erbaş, Covid-19 salgını nedeniyle ara verilen cuma namazının temsilen de olsa devam etmesiyle ilgili de açıklama yaparak, şunları söyledi:
“Sağlık çok önemli onun için biz 16 Mart itibariyle bütün camilerimizde bu süreç bitinceye kadar cuma namazlarına ara verdik. O bir hafta içerisinde büyük bir mahzunluk yaşandı, pek çok insanımızdan şöyle bir talep geldi, ‘Hiç olmazsa temsili olarak ülkemizde bir yerde kılınsın.’ Bu topraklarda asırlardan beri hiçbir zaman cuma namazının kılınmadığına şahit olunmadı, dolayısıyla temsili olarak bir yerde cuma namazının kılındığını milletimiz görsün, televizyon ekranlarından hiç olmazsa hutbeyi dinlesin, düşüncesiyle, hüsnüniyet ile başlatmış olduğumuz bir uygulamadır. Geçen hafta da Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde yine çok az sayıda bir katılımla, Ankara il müftümüz ve ilçe müftülerimiz katıldı. Hutbeyi de televizyondan kardeşlerimiz dinliyorlar hem o günün önemli konularını bir tavsiye şeklinde hem de dinimizin önemli mevzularında bir bilgilendirme olmuş oluyor. Hüsnüniyetle alınmış bir karardır ve bu süreç bitinceye kadar bazı değişik camilerde yine sosyal mesafe korunarak ve tedbirler alınarak kılınacaktır.”(İLKHA)
İlginizi Çekebilir