© Malatya Objektif

Uluslararası Avukatlar Birliğinin Mültecilerle İlgili Toplantısı

Bugün sizlere ilginizi çekebileceğinizi düşündüğümüz, içerisinde dikkat çekici istatistik bilgileri de içeren bir hukuk yazısından söz etmek istiyoruz.

Bugün sizlere ilginizi çekebileceğinizi düşündüğümüz, içerisinde dikkat çekici istatistik bilgileri de içeren bir hukuk yazısından söz etmek istiyoruz. Esasen hukuk ve insanlık dramının iç içe geçtiği, bir nefeste okunan, sürükleyici ve akıcı bir yazı olmuş. Öyle ki, okurken yorulmuyorsunuz ve çoğu sıradan kişi için sıkıcı bulunan hukukun derin girdaplarında boğulmuyorsunuz. Özetle kısa ve öz ama derin mesajlar içeren bir yazıyı keyifle aktarmaktan mutluluk duyuyoruz.

Yazı insanlıktan bahsediyor dedik ya, işte tam da insanlığa ait kanayan bir yarayı konu alıyor kendine. Şengün & Şengün ve Ortakları Hukuk Bürosu’nda Kurucu Ortak Av. Nedim Korhan Şengün’ ün “Uluslararası Avukatlar Birliğinin Mültecilerle İlgili Toplantısı” hakkındaki yazısından söz etmek istiyoruz. Şengün & Şengün ve Ortakları Hukuk Bürosu’nda kurusu ortak olan Av. Nedim Korhan Şengün, bu yazısıyla, sıradan bir hukuki yazı yazmanın ötesine geçmiş. Dilerseniz hep birlikte bu yazıdan ve içeriğinden kısaca söz edelim.

Yazının girişi hayli ilgi çekici.  “

hukuk projeksiyonunu dünyaya ve insanlığın sorunlarına çevirmek ve geniş bir vizyon oluşturmak, evrensel bir hukukçu kimliği için önemli, her zaman kişisel sınırımızı kurallar çerçevesinden çıkarıp, insanlığın durumunu gözleyerek, hatta hissederek değiştirmek için harekete geçmek,  geniş açılı ve adalete uygun kuralları da yeniden üretmek için gerekli ve  önemlidir.”

şeklinde başlayan yazı, hukuk kavramını bildiğimiz ya da bildiğini zannettiğimiz formel anlamından uzaklaştırmakta ve bambaşka bir anlama büründürmektedir. Zira, yazı bir hukukçunun dünyanın ve insanlığın sorumlarına yüzünü çevirmesinden, sınırlarımızı standard hukuk kurallarının ötesine çekmemizden, hatta hislerimiz ile değişimin öncüsü olmamızdan söz ederek klasik hukukçuluğa farklı bir perspektiften yaklaşıyor. Yine adalete uygun kural üretimine vurgu ile geleceğin hukukunun şekillendirilmesine işaret ediyor. Esasen bu bize anlatılan ve bildik gelen hukuk kavramının ötesinde bir boyuta geçmeyi salık veriyor. İşte yazı diğer hukuk yazılarından, hukuk gerçekten insanlık ve adalet hislerini içine alacak bir yoruma gelecekte bir gün kavuşabilir m sorunsalını ister istemez düşündürerek sıyrılıyor.

Yazı aynı zamanda Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin verilerine işaret etmekte ve şaşırtıcı ve bir o kadar da yürek burkan sayılara ışık tutmakta. Buna göre, bu yazının yazıldığı zamanda dünyada yaklaşık 65 milyon insan evlerini terk etmek zorunda kalmış durumda. Yine ülkesinin başka bir bölgesine  göç edenler ise yaklaşık 42 milyon civarında olup, ‘Mülteci” olarak kabul edilen bu insan topluluğu  23 milyon..

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), Tarafsız ve bağımsız sivil toplum örgütlerinin faaliyetlerini tanıyor ve destek veriyor.

Amaç, mültecilerin  hayatlarını ve onurunu korumak.

Evrensel ve insancıl hukuk ilkelerini geliştirmek ve güçlendirmek görev kabul edilmekte.

Bu bağlamda, mültecilere yardım; “Yolculuklarında transit ülke ve varılan ülkeye kadar destek olmak”, “ayrıca bu göç yolları boyunca koruma ve yardımlardaki eksikliklerin giderilmesi sağlamaya çalışmak,” “mültecilerin aileleri bulmaya, birleştirmeye çalışmak”, “yanında refakatçısı veya  reşit olmayanlara  yardım etmek.” şeklinde faaliyetler olarak sayılıyor.

Yazı bu nedenle yaklaşık 120 ülkede üyesi bulunan Uluslararası Avukatlar Birliği’ne görev düşmekte olduğuna işaret ediyor.

Yine yazıya göre, geliri mültecilere aktarılmak üzere, Uluslararası Avukatlar Birliği tarafından   02 Haziran’da, Cenevre, Birleşmiş Milletler Ofisinde bir toplantı ve sonrasında yemek düzenlenmesine karar verilmiş ve  bu toplantıda, barışın gelişmesi ve hukuk kuralları, hukukun üstünlüğü ve mültecilerin korunması, Afrika’da kadınlar konusu ve Uluslararası alanda hukuk müdahalesi girişimleri, göç konusu, cinsiyete dayalı ayırımcılığın sonuçları, çocukların vatandaşlık sorunları değerlendirilecekmiş.

Yazının dikkat çektiği toplantı özellikle önemli olup, bu toplantılara Türkiye’den katılım olsa da olmasa da, Türkiye’deki hukukçuların bakışlarını küresel insanlık sorunlarına çevirmesini dileyen yazara göre, tüm hukukçuların bu soruna duyarlı olması ve sessiz kalmaması gerekiyor. Bu hukukçu olmanın da önemli bir gereği olsa gerek.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER