© Malatya Objektif

Üniversite öğrencileri, işgalci siyonistlerin ihlal ettiği ateşkesi gündeme taşıdı

Malatya İnönü Üniversitesi Söz ve Kalem Gençlik Topluluğu tarafından, Gazze’de devam eden soykırıma tepki destek göstermek amacıyla düzenlenen basın açıklamasını okuyan Serhat Güner, Filistin meselesinin Müslümanlar için bir akide meselesi olmakla birlikte bölge ülkeleri için bir güvenlik, dünya için de bir insanlık meselesi olduğuna dikkat çekti.

Malatya İnönü Üniversitesi bünyesinde bulunan Söz ve Kalem Gençlik Topluluğu, bu hafta 5’incisini düzenlediği basın açıklamasında, Müslümanlığın gereği olarak verdiği söze sadık kalan kahraman HAMAS ile yalancılığı tescillenmiş siyonist işgal rejimi arasında yapılan ve bu işgalcilerin ihlal ettiği ateşkesi gündeme aldı.


Cuma namazı çıkışı İlahiyat Camii’nin yanında düzenlenen basın açıklamasını topluluk adına okuyan Serhat Güner, Filistin meselesinin Müslümanlar için bir akide meselesi olmakla birlikte bölge ülkeleri için bir güvenlik, dünya için de bir insanlık meselesi olduğuna dikkat çekti.

Gazze’deki vahşice katliam sona erene kadar her Cuma yapmayı planladıkları basın açıklamalarına devam edeceklerini duyuran Güner, şöyle devam etti:

Serhat Güner

"7 Ekim'den bu yana taş üstünde taş bırakılmayan Gazze'de, ateşkes antlaşması ile bölgede kısa süreli sükûnet başladı. Ateşkesin kalıcı olması için girişimler sürerken, Netenyahu ikiyüzlülüğünü gösteren şu cümleleri kullandı: ‘Savaşın başından itibaren üç hedef belirledim. HAMAS'ın ortadan kaldırılması, kaçırılanların geri getirilmesi ve Gazze'nin bir daha asla israil için bir tehdit oluşturmaması. Bu üç hedef halen geçerliliğini korumaktadır. Rehinelerimizi geri alma aşaması bittikten sonra israil savaşa geri dönecek.’ Kur’an-ı Kerim’de Allah Azze ve Celle şöyle buyuruyor:  ‘Verdikleri söze nasıl güvenilebilir ki? Şayet size galip gelselerdi, yakınlık bağını da antlaşma hükümlerini de sizin için gözetmezlerdi. Onlar dilleriyle sizi memnun etmeye çalışıyorlar, fakat kalplerinden geçen çok farklı. Zaten onların çoğu yoldan çıkmış kimselerdir. Şayet anlaşma yaptıktan sonra yeminlerini bozarlar ve dininizi karalamaya kalkışırlarsa, siz de küfrün elebaşılarıyla vuruşun; çünkü onların yeminleri yok sayılır. (Böyle yaparsanız) belki vazgeçerler. Yeminlerini bozan, peygamberi sürüp çıkarmaya karar veren ve size karşı saldırıyı ilk başlatan topluluğa karşı savaşmaktan geri mi duracaksınız? Yoksa onlardan korkuyor musunuz? Eğer yürekten inanıyorsanız asıl çekinmeniz gereken Allah’tır."

"Filistin meselesi Müslümanlar için bir akide meselesi olmakla birlikte bölge ülkeleri için bir güvenlik, dünya için de bir insanlık meselesidir"

Vicdanlarını kaybetmemiş tüm insanlara seslendiğini dile getiren Güner, "Filistin meselesi Müslümanlar için bir akide meselesi olmakla birlikte bölge ülkeleri için bir güvenlik, dünya için de bir insanlık meselesidir. Filistin halkının vatanlarını savunma hakkı göz ardı edilmemelidir. HAMAS başta olmak üzere, direniş gruplarının mücadelesi haklı ve meşru bir mücadeledir." diye anımsattı.

"İşgal ve ablukanın kalıcı bir statükoya dönüştürülmesine kesinlikle müsaade edilmemelidir"

Güner, "ABD, ilk günden beri Birleşmiş Milletlerde siyonizmin katliamlarının durdurulmasına yönelik alınmış bütün kararları veto ederek, işlenen suçların ortağı olduğunu açık bir şekilde dünyaya deklare etmiştir. Dolayısıyla bu katliamda taraftır ve suç ortağıdır. Suç ortağı olan bir ülkenin arabulucu olarak işlev görmesi mümkün değildir. Bunun kabul edilmemesi gerekir. Barış gücü ve garantörlük adı altında atılacak adımlar hiçbir şekilde siyonist israil’in güvenliğine hizmet etmemelidir. İşgal ve ablukanın kalıcı bir statükoya dönüştürülmesine kesinlikle müsaade edilmemelidir." dedi.

"HAMAS’ın denklem dışı kaldığı bir durumda, başta Mescidi Aksa ve Kudüs olmak üzere Filistin davası hepten kaybedilmiş olacaktır"

Seçimde halkın kahir ekseriyetinin oyları ile seçilen HAMAS’ın içinde olmadığı bir denklemin oluşturulmaması gerektiğine dikkat çeken Güner, "Gazze’nin tek meşru yönetiminin HAMAS olduğu gerçeğine halel getirilmemelidir. Filistin direnişi adına elde bir tek Gazze kalmıştır. HAMAS’ın ve dolayısıyla Gazze’nin denklem dışı kaldığı bir durumda, başta Mescidi Aksa ve Kudüs olmak üzere Filistin davası hepten kaybedilmiş olacaktır. Planlamasını Amerika ve dolayısıyla israil’in yaptığı bir garantörlüğün israil’in güvenliğine ve çıkarlarına hizmet etmeme şansı yoktur. Filistinli kardeşlerimizin hangi gerekçe ile olursa olsun Filistin topraklarından çıkarılması, Siyonist rejimin bölgedeki varlığını kalıcı hale getirecektir. Bölgenin insansızlaştırılması yönünde bir teklif son derece sinsi ve tam anlamıyla şeytancadır." diye belirtti.

"Türkiye ve diğer İslam ülkeleri tarihi bir sınavla karşı karşıyadır"

Türkiye ve diğer İslam ülkelerinin tarihi bir sınavla karşı karşıya olduğuna vurgu yapan Güner, "Bölgede huzur ve sükunetin tesis edilmesi, ancak işgalin sona erdirilmesi ile mümkündür. İşgalin sonlandırılması dışındaki hiçbir alternatif, bölgeye barış ve huzur getirmeyecektir. Siyonist saldırılar derhal sona erdirilmediler. Türkiye’nin de içinde olduğu İslam ülkelerinin himaye ve korumasında, deniz yoluyla bir insani koridor açılarak Filistinli kardeşlerimize her türlü insani yardım ulaştırılmalıdır. Tüm dünyanın gözleri önünde savaş suçu işleyerek soykırım yapan siyonist çete bu suçu nedeniyle tüm İslam ülkelerinde yargılanarak mahkûm edilmelidir." çağrısında bulundu.

"Ümmetin izzeti ve şerefini koruyan Kassam Mücahitlerini saygıyla selamlıyoruz"

Güner, son olarak şunları söyledi:

"İslam ülkelerinin yöneticilerini, sivil insiyatifleri ve bütün halkları Filistinli kardeşlerimizin haklı ve meşru davalarına daha güçlü destek vermeye davet ediyoruz. Mümin kardeşinin derdiyle dertlenmeyen bizden değildir. Gazze’deki katliam sona erene kadar her cuma günü burada toplanmaya ve Gazze’deki mazlumların sesi olmaya devam edeceğimizi duyuruyor, Ümmetin izzeti ve şerefini koruyan Kassam Mücahitlerini saygıyla selamlıyoruz." dedi. (İLKHA)
 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER