8 STK ortak açıklamada bulundu
Bir grup sivil toplum kuruluşu, "28 Şubat döneminde toplumun bir kesimi için ‘mürteci, habis ur, sıkma başlar’ gibi ifadelerle yürütülen karalamalar, bugün de hizmet hareketi için ‘paralel devlet, çete, virüs, in, gizli örgüt, haşhaşi’ gibi çirkin ithamlar dillendirilmektedir” açıklamasının altına imza attı
Aralarında Malatya Aktif İşadamları Derneği (MAKİAD), Sağlıkçılar Derneği, Malatya Eğitimciler Derneği, Memurlar Derneği, Malatya Çalışanları Çevre ve Kültür Derneği (ÇEKÜDER), Genç MAKİAD, Malatya Din Eğitimcileri Derneği ve Malatya Bingöllüler Derneği tarafından bir basın toplantısı düzenlendi, Türkiye gündemine ilişkin ortak açıklamalarda bulunuldu. Malatya Gazeteciler Cemiyeti salonundaki toplantıda basın açıklamasını MAKIAD Başkanı Suat Sarın okudu.
İktidar olduğu günden bugüne AK Parti’yi desteklediklerini ve bundan hiç pişmanlık duymadıklarını aktaran Sarın, “Türkiye son aylarda farklı ve gergin bir sürecin içerisinden geçmektedir. Başta iş dünyası olmak üzere 11 yıldır iktidarda bulunan AK Parti'nin bütün demokratik çalışmalarını alkışladık. Demokrasi adına atılan adımlara verdiğimiz destekten hiç pişman olmadık, olmayız da. AK Parti'ye açılan kapatma davasına karşı çıktık. Askeri vesayetin ortadan kaldırılması için yürütülen politikaların arkasında durduk. 12 Eylül referandumunda anayasa değişikliği, yargı bağımsızlığı ve ileri demokrasi için yoğun bir çaba harcadık. Çünkü iş dünyası olarak biliyoruz ki; yabancı sermaye ve yatırımcıyı teşvik edecek unsurların en başında hukukun işlerliği gelmektedir” dedi.
YASA TASARISI ANAYASAYA AYKIRI
Mecliste oylamaya sunulan HSYK yasa tasarısının Anayasanın temel hükümlerine aykırı olduğunu belirten Sarın, şunları bildirdi: “Tasarı yasalaşırsa, hukuk devletinin esasını oluşturan kuvvetler ayrılığı prensibi yara alacaktır. Son dönemde yaşanan tartışmalar ve HSYK üzerinde yapılmak istenen değişiklikten dolayı iş dünyası tedirginlik yaşamaktadır. İki aydan bu yana, dershanelerin kapatılmak istenmesiyle başlayan tartışmanın ardından Hizmet Hareketi'ne yönelik yıpratma, itibarsızlaştırma, hatta şeytanlaştırma kampanyasını üzülerek izliyoruz. 28 Şubat döneminde toplumun bir kesimi ‘mürteci, habis ur, sıkma başlar’ gibi karalamalarla yok edilmeye çalışılmıştı. Bugün de hizmet hareketi aynı yöntemlerle hedef haline getirilerek ‘paralel devlet, çete, virüs, in, gizli örgüt, haşhaşi’ gibi çirkin ithamlarla hiçbir bilgi ve belge ortaya konulmadan kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor. Bir kısım medya, sorumlu ve objektif gazetecilik kriterlerini hiçe sayarak ve bir merkezden yönlendiriliyor izlenimi vererek her türlü yalan ve iftiraya başvurmak suretiyle hizmet hareketi hakkında kara propaganda kampanyası yürütüyor.”
İŞ ADAMLARI BASKI ALTINA ALINIYOR
Hizmet hareketiyle ilgisi olduğu düşünülen işadamlarının keyfi denetim ve tehditlerle baskı altına alınmaya çalışıldığını ileri süren Sarın, “Bazı işletmelerin ruhsatları iptal ediliyor. Madem bu işletmelerde bir usulsüzlük vardı, neden bu zamana kadar bir işlem yürütülmedi. Her şeyin zamanlaması manidar da bunun zamanlaması manidar değil mi? Camiaya yakınlığıyla bilinen bir katılım bankası, kamu kurumlarına, mevduatlarını çekme konusunda talimat verilerek devlet eliyle batırılmak istenmiştir. Kamuda çalışan memurlar, bürokratlar hizmet hareketine nispet edilerek fişleniyor ve hiçbir hukuki gerekçe gösterilmeden kıyıma tabi tutuluyor. 28 Şubat sürecinde irtica söylemleriyle operasyon yapılmak istenen camia, günümüzde de paralel devlet, çete, örgüt suçlamalarıyla yıpratılmak istenmektedir. Yaşanan her olumsuz hadisenin arkasında 'cemaat var' söylemiyle toplumda negatif bir algı oluşturulmaya çalışılmaktadır” diye konuştu.
YURTDIŞINDAKİ OKULLAR YIPRATILIYOR
Türk kültürünü Dünya’ya taşıyan, milletler arasında barış köprülerini kuran, bulunduğu her yerde ülkesini temsil eden yurt dışındaki okulların da bu süreçte yıpratıldığını vurgulayan Suat Sarın, şunları bildirdi: “Devletimizin büyükelçilerine, bulundukları her ülkede birer gönüllü kültür elçisi olan bu öğretmenlerimizi örgüt üyesi gibi gösterme görevi veriliyor. Ayrıca üyesi olduğumuz TUSKON sayesinde yapılan ticaret köprüleriyle milyar dolarlık anlaşmalar imzalanmıştır. Büyükelçilere telkinler sonucunda bu sürecin de sekteye uğrayacağı endişesini taşımaktayız. Allah rızasına kilitlenmiş bir ilim ve fikir insanı olan, hayatta herhangi bir makam, mevki, maddi çıkar ve siyasi hedef içinde olmayan, dolayısıyla savaşla, tuzakla, operasyonla, kirli oyunlarla hiçbir ilgisi bulunmayan muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi örgüt lideri olarak gösterilmeye çalışılıyor. Bu süreçte ülkemiz, hukuk devleti ilkelerinden ve kendisine hedef olarak koyduğu Avrupa Birliği normlarından hızla uzaklaşıyor. Bu durum ülkemizi uluslararası arenada itibarsızlaştırıyor, yalnızlaştırıyor. İşadamları olarak bu durumdan ciddi rahatsızlık duyduğumuzu belirtmek istiyoruz. Bütün gelişmeler, tavanıyla tabanıyla hizmet hareketine gönül veren herkesi derinden üzmekte ve ülkemizin birliği, beraberliği ve geleceği adına kaygılandırmaktadır.”
GERGİNLİĞE SON VERİLMELİ
Toplumda oluşan gerginliğe bir an önce son verilmesini, uzlaşmacı bir tavır sergilenerek 76 milyon insanın psikolojisi göz önünde bulundurularak gergin ortamın yumuşatılmasının gerekliliğini vurgulayan başkan Sarın, “Toplumun gönlünde yer edinen insanlara ve kurumlara iftira atılmamalı, haksız ithamlarda bulunulmamalıdır. 2012 TUSKON genel kuruluyla son Türkçe Olimpiyatlarında Başbakanımızın kullandığı ‘Siz, arkanıza karanlık güç odaklarını almadınız. Siz arkanıza mafyayı, çeteleri, cuntaları almadınız. Siz, arkanıza Galata bankerlerini almadınız. Siz arkanıza hazineyi, siz arkanıza kamu bankalarının kaynaklarını almadınız. Siz ideolojiyle yürümediniz. Siz dayatmalara, baskılara, engellere boyun eğmediniz. Siz arkanıza sadece ve sadece milleti aldınız. Siz, arkanıza milleti aldığınız için, milletle yürüdüğünüz için büyüksünüz ve bu ülkeyi büyütüyorsunuz’ ifadeleri hala hafızalarda tazeliğini korumaktadır. İçinde bulunduğumuz gergin ortamdan kurtulmak için adaletin işlemesine imkân verilmeli, hukuk önünde eşitlik ilkesi işletilmeli, halkın devlete ve devlet kurumlarına karşı güveni kuvvetlendirilmelidir. Kamu görevlileri üzerinde bir baskı oluşturulmamalı, görevlerini kanunlar çerçevesinde yapmalarına imkân tanınmalıdır. İddia edildiği gibi paralel devlet varsa, kanunlar ve yasalar çerçevesinde kalınarak belgeleriyle ortaya çıkarılmalı, adilce yargılanmaları sağlanmalıdır. Netice itibariyle haksız ithamlardan, mesnetsiz suçlamalardan vazgeçilmelidir. Ötekileştirme yoluyla toplumda çatışma ortamı oluşturulmamalıdır. Hukukun üstünlüğü ilkesi temel alınarak toplumda yeniden sulh ve huzur iklimi oluşturulmalıdır” dedi.
Toplantının ardından basın açıklama metni dernek başkanları tarafından imzalandı.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.