Bülbüloğlu’ndan çok konuşulacak sözler “Bu kafa yapısıyla Malatya 2-3 yılda ayağa kalkmaz”
Yerinde dönüşüm için verilecek destek miktarının en az 2,5 milyon olması gerektiğini ifade eden MİMDER Başkanı Mehmet Bülbüloğlu, Malatya’nın 2-3 yılda ayağa kalkmasının mümkün olmadığını dile getirdi
Yerinde dönüşüm için verilecek destek miktarının en az 2,5 milyon olması gerektiğini ifade eden MİMDER Başkanı Mehmet Bülbüloğlu, Malatya’nın 2-3 yılda ayağa kalkmasının mümkün olmadığını dile getirdi. Bülbüloğlu, şehrin ayağa kalkması için verilen 2 yıllık sürenin komik olduğunu ifade ederek, “Şu anda zaten depremin üzerinden bir yılı aşkın bir süre geçirdik. Şimdi Malatya’nın yüzde 10’u bile yapılmamış durumda. Ben Malatya’nın ayağa kalkması için 10 yıl bir süre geçmesi gerekiyor diyorum ama 10 yılda da yapılırsa hakikaten iyi. Yoksa Malatya’nın 2-3 yılda bu çalışma şartlarıyla, bu kafa yapısıyla ayağa kalkması mümkün değil” dedi.
Mart ayında başlanması gereken inşaat sezonunun ay sonuna gelinmesine rağmen başlanamaması, “Yerinde dönüşüm başlanmayacak mı?” sorusunun sorulmasına neden oluyor. Öyle ki evlerini yerinde dönüşümle yaptırmak isteyen vatandaşlar da, yerinde dönüşüm yapacak olan müteahhitler de bundan sonra nasıl bir adım atacaklarını bilemezken, İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) Genel Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Malatya İnşaat Müteahhitleri Derneği (MİMDER) Başkanı Mehmet Bülbüloğlu, yerinde dönüşümdeki belirsizlikle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
İnşaat sezonun başladığını dile getiren MİMDER Başkanı Mehmet Bülbüloğlu, kış ayının sıcak geçmesiyle birlikte inşaat sezonun çok durağan geçmediğini hatırlattı.
“EN BAŞINDAN İTİBAREN YETERLİ DESTEK VERİLMİYOR”
Hibe ve kredi desteğinin 2,5 milyon olması gerektiğini ifade eden Bülbüloğlu, şunları kaydetti:
“Kış sezonunu durgun bir şekilde geçirdik. Şimdi sezon başladı ama yine de bir hareketlilik maalesef yok, bir hareketlilik olacağını da işin doğrusu çok da ihtimal vermiyorum. Çünkü şu anda yerinde dönüşüm vatandaş yaptırmak istiyor. Baktığınız zaman rezerv alanlarında kurası çıkan vatandaşlarımız bile gidip konutunu teslim almaktan imtina ediyor. Böyle bir durum var. Yani vatandaşımızın asıl isteği ve aslında kamunun yararına da olan, devletimize daha düşük maliyeti olacak yerinde dönüşümdür. Ama bu kampanyaya en başından itibaren yeterli destek verilmiyor. Vatandaş kendi başına bırakılıyor. Vatandaşlar bugünkü maliyetlerle boğuşması için tek başına bırakılıyor. Yerinde dönüşüm şu anda bu hile ve kredi bir buçuk milyon TL rakam ile olmayacağını zaten defalarca dile getirdik. Bununla ilgili bakanlıktaki yetkililerle görüştük. Kredi ve hibe desteğiyle ilgili bir çalışma yapılmasını, bu rakamın mutlaka artırılması gerektiğini, şu anki mevcut inşaat maliyetlerinde bu işin yapılamayacağını defaten dile getirdik. Yani hala ümit ediyoruz ki bununla alakalı bir çalışma yapılıp, bu rakamın artırılmasını istiyoruz. Hibe ve kredi rakamının en az 2,5 milyon TL olması lazım. Bunun altındaki rakamla yerinde dönüşüm yapılması mümkün değil. Tabii ki bu şu anda seçime yaklaşık bir hafta var. 6 gün sonra piyasa, döviz hareketliliği nasıl olur, bilemiyoruz. Şu anda döviz ve altın fiyatlarında çok ciddi hareketlilik var. Bunun inşaat maliyetlerine etkisi illa ki olacaktır. Yani 2 ay sonra bu 2,5 milyon TL rakam da yeterli olmayabilir. O yüzden devletimizden ricamız bir an önce özellikle bu hibe ve kredi rakamının şu anda mevcut piyasa şartları seviyesine getirilmesine arz ediyoruz.”
“KDV’NİN YÜZDE BİR OLMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”
Yüzde 20 oranında KDV problemi bulunduğuna dikkat çeken Bülbüloğlu,
“Bunun dışında bir yüzde 20 KDV problemimiz var. Yani şimdi bugün yerinde dönüşümde yüzde 20 KDV alınmasına ben anlam veremiyorum. KDV’nin yüzde bir olması gerektiğini düşünüyoruz. Yani vatandaşın sırtında konutunu yaptırırken bu KDV oranının yüzde bire düşürülerek en azından yüzde 19’luk vatandaş bir destek sağlanması, bu anlamda vatandaşın önünün açılması gerektiğini düşünüyoruz. Kentsel dönüşümde bu yüzde bir, 150 metrekare altındaki konutlarda aynı sistemi yerinde dönüşümde de 150 metrekare altındaki konutlarda KDV oranının yüzde bir olması, hatta ve hatta bunda diğer vergilerden de bir muafiyet sağlanması bu işin önünü açacaktır. Bugün bu ülkeyi yönetenler, Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığının yetkilileri, Sayın Bakanımız, Sayın Cumhurbaşkanımızdan şunu talep ediyoruz: Rezerv alanlarına yönelmektense, buraya devletimizin imkânlarını tanımaktansa, vatandaşımız yerinde dönüşüm istiyor. Lütfen bu imkânlara yerinde dönüşümü aktaralım ve vatandaşımız kendi mahallesinde, kendi kültüründe, kendi sokağında konutunu dönüştürsün ve mutlu bir şekilde en azından Malatya'mızın da eski o özlediğimiz, sevdiğimiz görüntüsüne bir an önce kavuşması belki daha mümkün olabilir”
ifadelerini kullandı.
“BİR ARPA BOYU YOL ALAMADIK”
Malatya için umutlu olmadığını belirten Bülbüloğlu,
“Malatya için maalesef umutlu değiliz. Keşke aksini söyleyebilseydik. Bunu da girdiğim her platformda da söylüyorum. Niye umutlu değildi, çünkü ben aylardır yani yerinde dönüşüm kampanyası çıkmadan önce bu kampanya düşünülürken biz bunları söylüyorduk, hala söylüyoruz. Bu konuda her girdiğimiz toplantıda, bakanlık düzeyindeki toplantılarda söylüyoruz ama maalesef bir arpa boyu yol alamadık. Şimdi benim gibi maalesef Malatyalı hemşehrilerimin de umudu olduğunu düşünmüyorum. Şu anda herkes zaten 31 Mart seçimlerine kitlenmiş durumda. Burada tabii ki herkesin bir umut beslediği bir yer, bir parti var veya bir belediye başkan adayı var. Biz şunu diliyoruz: Malatya'mız için en hayırlısı kim olacaksa, hakikaten bu sorunlara kim eğilecekse biz onun belediye başkanı olmasını tercih ediyoruz. Ama maalesef umutlu değilim”
şeklinde konuştu.
“İNŞALLAH BU BİR GÜN DEĞİŞİR AMA…”
“Ben dedim o olacak” anlayışına karşı olduklarını söyleyen Bülbüloğlu,
“Ben dedim o olacak’ anlayışına karşıyız. Bu dönemde belediye başkanı adayları sürekli derneğimizi ziyaret ediyor. Hepsine de aynı cümleyi kullanıyorum. ‘İstişare kültürüne açık olacağız’ diye hepsinde bir klişe bir laf var. Yani her gelen aday ‘biz istişare kültürüne açık olacağız, sizleri, piyasayı, vatandaşı dinleyeceğiz, kulak vereceğiz. Ona göre kararlar alacağız. Ona göre yöneteceğiz’ diyorlar. Ben yıllardır yöneticilik yapıyorum. Maalesef hiçbir böyle olduğunu görmedim. Evet, dinleniyor ama herkes kendi bildiğini yapıyor. ‘Benim bildiğim doğru’ yönünde bir hareket var. İnşallah bu bir gün değişir ama o konuda da çok umutlu değilim maalesef”
dedi.
“İNŞAAT ÜRÜNLERİ, BETON HARİÇ, MALATYA DIŞINDAN GETİRİLİYOR”
Bu sezon müteahhitlerin yaşadığı mağduriyeti de anlatan Bülbüloğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Malatya’daki müteahhit camiası ve müteahhitlik mesleği 1,5 yıldır çok ciddi bir yara aldı. Yıkım rakamlarına ve depremde vefat eden sayısına baktığımız zaman bu şiddetteki depremlerde Malatya diğer illere nazaran çok başarılı bir grafik sergiledi. Çünkü 2010 yılı yapı denetim sisteminde yeni teknoloji ve hazır beton sistemiyle yapılan binalarımızda vefat eden kişi sayısı sadece bir kişi. Bu binaların hiçbiri deprem anında yıkılmadı ve içindeki vatandaşları sağ salim, burnu kanamadan dışarıya çıkardı. Sadece 3 bina yıkıldı. Yani yıkılan bina sayısı yüzde bire bile denk gelmiyor. Fakat deprem, mevcut hem yönetmeliğin çok üzerinde gerçekleşen bir deprem hem de yerel yönetimlerin yanlış imar planları uygulanmaları, yanlış zeminlerde, yanlış kat uygulamalarının faturası maalesef müteahhitlere kesildi ve 1,5 yıldır meslektaşlarımız bir çivi dahi çakmıyorlar. Meslek şu anda tamamen durmuş durumda. Yerinde dönüşüm kampanyası hem sektörün hareketlenmesi noktasında hem de vatandaşlar için çok önemliydi. Maalesef şu anda vatandaşların da yerinde dönüşüme gücü ve imkanı yetmediği için orada da müteahhitler bir çalışma yapamadılar ve şimdi herkes şapkasını önüne almış düşünüyor, çalışamıyor. Meslektaşlarımız bu anlamda iş yapmıyor. TOKİ firmaları rezerv alanları için bütün ürünlerini dışarıdan getiriyor. Yani inşaat ürünleri, beton hariç, Malatya dışından getiriliyor. Dolayısıyla şehrin ekonomisine, şehirdeki esnafa, inşaatçıya, malzemeciye hiçbir katkısı yok. Burada sadece müteahhitler etkilenmiyor, bir Malatya bu durumdan etkileniyor. Ama buradaki müteahhit firmalarımız, yerel firmalarımız çalıştığı zaman şehirdeki hareketliliğin nasıl olacağını daha önceki yıllarda tecrübe ettik.”
“BİR YILI AŞKIN BİR SÜRE GEÇİRDİK”
Malatya’nın 2 yılda ayağa kalkamayacağını ileri süren Bülbüloğlu,
“Bugün bizler bakanlıktan en azından köy evlerinin bir kısmının buradaki yerel müteahhitlere verilmesi yönünde talepte bulunduk. Ancak maalesef o talebimiz karşılık bulmadı. Çünkü orada Ankara’da farklı büyük firmalar, bu işi daha önce yapan firmalar maalesef bir, 2, 3 adım daha önde. Yani burada yerele destek vermesek, yereldeki müteahhitte, yereldeki esnafa, yereldeki vatandaş destek vermezsek Malatya’nın kalkınması, ayağa kalkması mümkün değil. Ancak ‘Malatya’yı ayağa kaldıracağız, Malatya’nın imarını, ihyasını yapacağız’ diye konuşur dururuz. Malatya’nın ayağa kalkması için 2 yıl çok komik bir rakam. Şu anda zaten depremin üzerinden bir yılı aşkın bir süre geçirdik. Şimdi Malatya’nın yüzde 10’u bile yapılmamış durumda. Ben Malatya’nın ayağa kalkması için 10 yıl bir süre geçmesi gerekiyor diyorum ama 10 yılda da yapılırsa hakikaten iyi. Yoksa Malatya’nın 2-3 yılda bu çalışma şartlarıyla, bu kafa yapısıyla ayağa kalkması mümkün değil”
söylemlerinde bulundu.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.