Gençlerimize sahip çıkalım

Vali Kamçı, Başbakanlık Tanıtma Fonu, Malatya Valiliği, Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile bazı sivil toplum kuruluşlarınca özel bir otelde düzenlenen "Uluslararası Madde Bağımlılığı Sempozyumu"na katıldı. Sempozyumda konuşan Kamçı, Madde bağımlılarının bataklıktan kurtarılmasının insani ve vicdani bir görev olduğunu belirterek, “Bundan daha önemli olan şey, kişinin bu tür zararlı alışkanlıklara hiç tevessül etmemesidir” dedi.

MALATYA’DA ŞEHİRLEŞME SORUNLARI VAR

Kamçı, “Dünya ile eş zamanlı olarak ilimizde de bire bir müşahede ettiğimiz şehirleşme ve buna bağlı olarak artış gösteren şehirlileşme pek çok imkanla birlikte çeşitli risk ve problemleri de beraberinde getirmektedir. Bu problemlerin başlıcaları ekonomik sıkıntılar, işsizlik ve özellikle gençlerin içinde bulunduğu sürekli genişleyen sosyal çevredir. Takdir edersiniz ki, uyuşturucu madde piyasasının ilk ve vazgeçilmez hedefi, sıkıntı ve zaafları olan, aile bağları zayıf, kendini ispat etme hırsı taşıyan gençler, hatta çocuklardır. Çevresi tarafından kabul görmenin hazzı veya dışlanma endişesinin “bir kereden bir şey olmaz” tavsiyesi ile birleşmesi, gençlerin uyuşturucu maddelerle tanışmasının zeminini hazırlamaktadır. Dolayısıyla, bu maddelerle ilk temas sokaktaki herhangi bir satıcı aracılığıyla değil, bizzat arkadaş eliyle olmaktadır ”dedi.

ÖZ EVLADINI UYUŞTURUCUYA KURBAN EDENLER VAR

Kamçı, “Aile içi huzursuzlukların, aşırı kısıtlayıcı ve baskıcı tutumların ya da bunun tam tersi olarak aşırı serbest bırakılması nedeniyle çocuğun uyuşturucu ve diğer keyif verici maddelere yönelme riskinin çok yüksek olduğunu bilmeyen ebeveynler mevcuttur. Hatta maddi menfaat sağlamak amacıyla öz evladını bu kirli sektöre kurban eden anne-babalar vardır. İşte şu an bir araya gelmemize vesile olan sempozyum gibi anlamlı organizasyonlar vasıtasıyla, hem daha bilinçli toplumlar oluşturulacak, hem de uyuşturucu madde kullanımına karşı yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde çok daha etkin mücadele yöntemleri geliştirilecektir. Madde bağımlısı bir kişinin bu bataktan kurtarılması elbette insani ve vicdani bir görevdir. Fakat bundan daha önemli olan şey, kişinin bu tür zararlı alışkanlıklara hiç tevessül etmemesidir. Takdir edersiniz ki, iyi eğitilmiş, ahlaki altyapısı sağlam ve milli-manevi değerleri haiz olan her insan bu illetlerden şiddetle kaçınacak, hatta bu kötülüklere götüren yol ve ortamlardan bile uzak duracaktır. Bu nedenle toplumların mayası olan değerlerimize sahip çıkmak, bu değerleri yetişen nesle bıkıp usanmadan aktarmak ve çocuklarımızla daha iyi iletişim kurmak mecburiyetindeyiz” şeklinde konuştu.

TÜRKİYE İÇİN UYUŞTURUCU BİR TEHDİTTİR

Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selahaddin Menteş de yaptığı konuşmada, özellikle son dönemlerde gençler arasında kullanımı yaygınlaşan sentetik uyuşturucuların tüm dünyadaki gibi Türkiye için de tehdit unsuru olarak gündeme geldiğini söyledi. Uyuşturucu kullanımının Avrupa ülkelerine kıyasla Türkiye için rakamsal olarak büyük bir tehdit olarak görülmeyebileceğini ifade eden Menteş, “Uyuşturucu kullanımı Avrupa ile kıyasla ülkemiz için belki büyük bir problem olarak görülmeyebilir. Ama toplumsal etkisi ve algısı itibariyle ciddi bir problemdir. Bakanlığımız tarafından uyuşturucu ile mücadele kapsamında 2014 yılında çıkarılan kanunla uyuşturucu ve uyarıcı madde imal etme cezaları önemli ölçüde artırılmış, bu suçtan ceza alanların ceza süreleri yükseltilmiştir. Artan cezalar nedeniyle caydırıcılığın sağlandığı görülmüştür. Özellikle narkotimlerin kurulmasıyla daha etkili bir mücadele sergilenmiştir. Uyuşturucu kullananların bir an önce tedavisine başlanması için işlemler kolaylaştırılmıştır. Ayrıca sentetik uyuşturucularla mücadele de kanunla cezalar artırılmıştır. Ülkemizde uyuşturucu kullanma yaşının oldukça düştüğü bilinmektedir” dedi.

TOPYEKÛN BİR MÜCADELE GEREKLİDİR

Adalet Bakanlığı tarafından yapılan çalışmalar hakkında da bilgiler veren Menteş, “Uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanma suçlarının okul, yurt, hastane, kışla gibi eğitim askeri ve sosyal amaçlı tesisler yakınında kullanma cezaları artırıcı olarak kabul edilmiştir. Bu çerçevede yapılan ve yapılacak yasal düzenlemelerin haricinde uyuşturucu ile ilgili tüm düzenlemelerin gözden geçirilmesi ve çözüm geliştirilmesi amacıyla bakanlığımız bünyesinde, Yargıtay üyeleri, akademisyenler, kurum ve kuruluş temsilcileri ile bir mevzuat geliştirme grubu oluşturulmuştur. Uyuşturucu madde kullanımı bağımlı bireylerin yanı sıra aile, çevre ve toplumun tamamını tehdit eden, ekonomik ve sosyal sıkıntılara neden olan bir halk sağlığı sorunudur. Sorunla başa çıkmak adına tüm kurum ve kuruluşların dahil olduğu topyekûn bir mücadele gereklidir” dedi.

SAVCILARIMIZ SEMİNERLER VERMEKTEDİR

HSYK 1. Daire Başkanı Halil Koç da bütün kurumların daha sağlıklı toplum için ellerinden geleni yaptığını ve yapmaya devam edeceğini söyledi. Koç, Anayasa'nın 58. maddesinde devletin gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucudan, suçluluk ve benzeri kötü alışkanlıklardan, cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alacağının hükme bağlandığını ve ihtisas mahkemelerin oluşturulduğunu söyleyen Koç, “Hakim ve savcılarımızın bu konularla ilgili bilgilerinin arttırılması amacıyla Türkiye Adalet Akademisi'yle hizmet içi eğitim faaliyetleri yapılmaktadır dönem dönem. Dolayısıyla hakim ve savcılarımızın bu konuda yetkinliklerinin arttırılmasına özen gösterilmektedir. Yine ilgili kurumların çalışmalarına katkı yapmak amacıyla hakim ve savcılarımızı bu kurumlarda seminer, kurs vermek amacıyla görevlendirmekteyiz” diye konuştu.

MADDE BAĞIMLIĞI ÇOK KÜÇÜK YAŞLARA İNDİ

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü Temindar Aytekin de, Madde bağımlılığının çok küçük yaşlara indiğini söyledi.  Aytekin, “Genç nüfusu olan ülkemiz için ve ülkemizin geleceği olan çocuklar için ciddi bir riskle karşı karşıyayız. Daha yolun başındayız ama erkenden tedbir almamız gerekiyor. Bu konuda gerek devlet kurumları gerek yerel yönetimler gerek sivil toplum kuruluşlarına büyük roller düşüyor. Çünkü bu topyekun bir mücadeleyle başarılacak bir konudur” dedi.

HERKESE GÖREV DÜŞMEKTE

Temindar Aytekin, madde bağımlılığıyla ilgili herkesin üzerine büyük görevler düştüğünü belirterek, “Bu konuda devletimizin bir strateji belgesi var. 8 bakanlık, bir Başbakan Yardımcısı bu konuyla ilgileniyor. Maddeye erişimi engellemediğimiz sürece problemlerimiz artacaktır. Bu konuyla ilgili maddenin ülkeye girişi, ülkede dağıtımı ve hedef kitleye ulaşması sürecinde özellikle emniyet güçlerinin, gümrük teşkilatının çok ciddi çalışma yapması gerekiyor. Talep yönüyle ilgili olarak da özellikle çocuk ve gençlerimizin maddenin risklerine karşı bilgilendirilmesi gerekiyor. Madde bağımlısı olan çocukların, gençlerin ve yetişkinlerin tedavi edilmesi konusu çok büyük önem taşıyor. Bir bireyin madde bağımlısı olduktan sonra tedavi edilmesi çok zor” şeklinde konuştu.

ACI OLAYLARA TANIK OLMAKTAYIZ

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed İhsan Karaman da, "Bu konu, giderek hayatımızda daha çok yer edinmeye başlayan, giderek ne kadar acı olaylara tanık olduğumuzu yüreğimizde, çevremizde, yakınımızda hissettiğimiz, gerçekten üzerinde çok durulması, çalışılması gereken bir mesele haline gelmiş durumda" dedi. Karaman, “Bağımlılık bu kadar önemli ve can yakıcı bir konu. Bağımlılık ile ilgili çok şey söyleniyor, herkes konuşuyor, internet taraması yaptığınızda, bağımlılıkla mücadele dediğinizde yetkisi olan olmayan, bilgisi olan olmayan, tecrübesi olan olmayan herkesin bir şeyler söylediğini görüyoruz. Fakat yinede mücadelede arzu ettiğimiz düzeye hızlı bir şekilde ulaşamıyoruz. Bunun en önemli sebeplerinden bir tanesi; bu mücadelenin stratejisini, politikalarını, aksiyon planlarını belirlerken çok paydaşlı bir şekilde hareket etmek, özellikle kamu sektörü, yerel yönetimler, akademi, sivil toplum, özel sektör ve medyanın bir araya gelerek kendilerine düşen rolleri çok iyi bir şekilde tanımladıktan sonra ortak stratejilerle hareket etmesi meselesidir. İşte bu sempozyum, belki de en büyük başarısını konunun çok çeşitli paydaşlarını bir araya getirmek ve onlara bu mücadele stratejisinde politikalara yapabilecekleri maksimum katkıyı yapma imkanını sunmakla gerçekleştiriyor. Ben ümit ediyorum ki, birkaç gün sonra sempozyumun sonuç bildirgesinde, kitabında bundan sonra ülkemizde belki de dünyada bağımlılıkla mücadele konusunda oluşturulacak strateji ve politikalara çok ciddi katkılar ortaya çıkmış olacaktır” dedi.

BAĞIMLILIK AİLENİN EN BÜYÜK DÜŞMANIDIR

Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır ise, Ailenin en büyük düşmanı olan bu bağımlılıkla mücadelede Malatya'da adeta topyekun bir mücadele başladığını söyledi. Çakır, "Konu gerçekten çok önemli. Ailenin en büyük düşmanı olan bu bağımlılıkla mücadelede Malatya'da adeta topyekun bir mücadele başladı. Geleceğimizi tehdit eden bir olay. Şehirlerimizin kalkınması adına çok önemli yatırımlar yapıyoruz. Şehrin modernleşmesi, sorunsuz altyapı adına çalışmalar yapıyoruz. ‘Şehri imar ederken nesli ihya etmeyi ihmal ederseniz, ihmal ettiğiniz nesil imar ettiğiniz şehri tahrip eder' diye bir söz var. Dolayısıyla biz bir yandan şehri imar ederken bir yandan da insanların gönüllerini ihya etmenin gayretini gösteriyoruz" dedi. Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selahaddin Menteş sempozyum sonrasında Belediye Başkanı Ahmet Çakır’ı ziyaret ederek bir süre görüştü. Öte yandan “Bağımlı olma, Özgür Ol” sloganı ile gerçekleştirilen sempozyumda, 11 oturum yapılacak. Haber: Hanifi Evren-Abuzer Adak