Gülen iade edilmeli

TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Malatya Milletvekili Taha Özhan, Fethullah Gülen’in Amerika’da gözaltına alınıp tutuklanmasının ardından Türkiye’ye iade edilmesi gerektiğini söyledi.
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Özhan bir dizi ziyaretlerde bulunmak için geldiği Malatya’da gazetecilerin sorularını yanıtladı. Özhan, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) liderinin Türkiye’ye iade edilmesi gerektiğini belirterek, “Amerika, bu işin bir tercihe zorlanacak noktaya gitmeden kararını vererek, hem kendisi açısından hem Türkiye-Amerika ilişkileri açısından hem de terörizmle mücadele açısından alınabilecek en sıhhatli kararı alabilir, almalıdır. Aynı şekilde bizim Amerika’yla 1981 tarihli bir iade anlaşmamız var. Bu iade anlaşması da yıllardır rutin bir şekilde uygulanmaktadır. Dolayısıyla bizim açımızdan bizim Amerika’ya teslim ettiğimiz sıradan bir teröristle, Fetullah Gülen’in bir farkı bulunmamaktadır. Aynı şekilde Amerika’nın bize teslim ettiği sıradan bir suçluyla, Fetullah Gülen arasında hiçbir fark bulunmamaktadır. Bu anlaşmanın 9. ve 10. maddeleri gayet açık, ‘taraftarlardan biri bir suçluya dair bildirimde bulunduğu andan itibaren ilgili tarafın harekete geçip, bir kere bu kişiyi gözaltına alıp, tutuklaması gerekiyor.’ Kendilerinden biz bunu çok açık bir şekilde talep ettik. Sadece iadesi değil, hızla gözaltına alınıp, tutuklanması gerektiğini söyledik. Zira bu terör örgütü lideri hala çok rahat bir şekilde medyaya ulaşabilmektedir, örgütüne emirler, talimatlar yağdırabilmektedir. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Bir kere anlaşmaya göre hızla bunun hayata geçmesi ve gözaltına alınıp tutuklanması lazım. Ardından da iade sürecinin başlatılması gerekiyor” şeklinde konuştu.
ABD Türkiye ilişkisi zedelenir
Özhan, FETÖ terör liderinin gözaltına alınıp tutuklanmasının ardından Türkiye’ye iade edilmesi gerekliliğine değinerek, “Peki, bunlar olmazsa ne olur? Sürekli sorulan, Amerikalılarında sürekli sorduğu soru bu. Bunun cevabı çok gizli saklı değil. Çok ciddi neticeleri olur. Amerika-Türkiye arasındaki bütün güven ilişkisi zedelenir. Yıllardır devam etmekte olan terörle mücadeledeki ortaklıklar çok ciddi anlamda ortadan kalkabilir. Aynı şekilde Türkiye-Amerika ilişkilerinin hem karşılıklı ilişkiler hem de küresel örgütler anlamında bütün mahiyeti ciddi anlamda darbe alır” dedi.
İslam bu milletin mayasıdır
FETÖ örgütünün ortaya çıkışındaki ana beslenme kaynağının vesayet rejiminin ideolojisi olduğunu belirten Özhan, “Ama bu tarz örgütlerin ortaya çıkışındaki ana beslenme kaynağı ne İslam’dır ne dindarlardır nede Müslümanların kendileridir. Bizatihi vesayet rejiminin ideolojisidir. O ideolojiyi zoraki bir şekilde kendi ilkel zeminiyle o bataklıktan bir taraftan PKK’nın bir taraftan da bu FETÖ’nün büyümesinin önünü açmıştır. Onlarda bütün İslami yapılar, Türkiye’nin her tarafında 90’larda 28 Şubat darbe rejimiyle inim inim inletilip, ezilirken ki bunu en iyi bilenlerin başında Malatya gelir, bu yapıların hepsinin önü açılmıştır. Bunlar büyütülmüş, serpilmişlerdir. Dolayısıyla bu yapıların en son ilişkisinin olacağı şey, bu memleketteki İslami geçmiştir, bu memleketin mayası, dindarlığı, milli ve manevi değerleridir. En çok benzediği yerde bu memleketin darbecileridir. Geçmişte sivil iradeye kast eden katilleridir. Dolayısıyla devletin geçmişteki darbecilerden kurtulduğu gibi bu darbecilerden de kurtularak, daha şeffaf, adil, denetlenebilir ve herkese açık bir şekilde varlığını sürdürmesi bunların en iyi panzehirdir. Bunlar zaten fitnelerin olduğu, insanların kılık-kıyafetinden dolayı, düşündüğü şeylerden dolayı, konuştuğu dilden dolayı, akrabalarından dolayı doğal hakkı olan yerlere kazanarak gelmelerinin engellendiği dönemlerde serpilip, büyüdüler. Çok basit bir teknolojiyi kullandılar” dedi.
Kemalizm’in koruması altında yapıldı
FETÖ’nün askeriyede sızma girişimlerinin raporlarının ortaya çıktığını ifade eden Taha Özhan, “Askeriyede sızma girişimleri raporları ortaya çıkıyor. Unutulmasın ki 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştirenlerin en tepe rütbelilerinin neredeyse tamamı 1980’lerin sonunda ancak askeriyeye girmiş olsalardı bu rütbelere gelebilirlerdi. Öyle de oldu. General olabilmesi için birisinin, o rütbelere gelebilmesi için ancak 80’lerin ikinci yarısında askeriyeye girmesi lazım ki aradan geçen 30 yılda bu noktalara gelsin. Şimdi kalkıp vesayet rejiminin 30 yıllık günahını kimse son 3-5 senenin içerisinde hayata geçmiş gibi göstermeye kalkmasın. Bu kadar üst düzey rütbelere gelmek için sizin neredeyse çeyrek yüzyıllık doğrudan bir yatırıma ihtiyacınız var. Bu yatırım da yapılmıştır. Yapılırken de, Kemalizm’in koruması altında yapılmıştır. Çünkü orası çok güzel ideolojik bir kamuflaj sağlamıştır. Cami önünde sakallı amca kovalarken, askeriyenin koridorlarında Fetullahçı subaylar fink atmışlardır. Kalkıp kimse bu vesayet rejiminin ahmaklığını yıllardır bu mücadeleyi en canla başla sürdürmüş olan bir iktidara fatura etmeye kalkmasın. Bir yönüyle 15 Temmuz gecesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önderliğinde ortaya konulan irade, gerçekten memleketimizin geleceğinin ipotek altına alınmasını engellemiştir. 15 Temmuz bir felaketle sonuçlansaydı ve bugün bir Fetullahçı cuntanın altında yaşıyor olsaydık, emin olunuz 1980 darbe rejiminden çok daha felaket bir rejimle karşı karşıya kalacaktık” diye konuştu. Haber-Foto: Abuzer Adak-Vedat Uzun
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- Yavuz'dan iş insanlarına çağrı: Malatya'ya sahip çıkılmalı
- Malatya Emniyeti Hurda Araç Satışına Çıkıyor! Tahmini değer dudak uçuklattı
- Malatya'da sit alanı imara açıldı: Cumhurbaşkanlığı kararı ile durduruldu….
- Büyükşehir'in 2024 faaliyet raporu açıklandı: Bütçe oluk oluk faize!
- Çocuk nüfus azalıyor: Malatya'nın geleceği tehlikede!
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.