Malatya demek kayısı demek

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba Meclis genel kurulunda üreticilerin sorunlarını dile getirdi. Türkiye'nin birçok tarım bölgesinin kuraklıkla, donla baş başa kaldığını, büyük zararın oluştuğunu belirten Ağbaba, “Bizim milletvekillerimiz de, Tarım Komisyonu üyelerimiz, başta Ömer Fethi Gürer, İlhami Özcan Aygun olmak üzere çok sıkça dile getiriyor. Türkiye büyük bir kuraklığı yaşıyor. Hububat ve baklagiller ekim alanlarında, yüzde 80'e varan üründe düşüş olduğu söyleniyor. Ekili alanların birçoğunda çiftçi zaten zordaydı, şimdi, bu kuraklıkla beraber çok daha zora girdi. Kayıp bir yıl yaşanıyor. Bunun çeşitli nedenleri var ama bu HES meselesi aslında, burada dikkat çekilecek bir mesele. HES'ler suyun mülkiyet hakkının devredilmesidir, özelleşmesidir. O nedenle, HES'lerin bu sulama sorununa ve dolayısıyla kuraklığa sebep olduğunu vurgulamak istiyorum. AKP milletvekilleri diyor ya: "Vatandaş kuru ekmek yiyorsa aç değildir." Ama bu şekilde giderse ekmek yapacak buğdayı bulamayacak durumdayız. Dönüm başına ortalama 270 kilogram ürün alınırken kuraklığın etkisiyle bu miktar 140 kiloya kadar düştü. Benim kendi ilim Malatya'da da özellikle Arguvan, Yazıhan bölgesinde de yağış olmadığı için maalesef ekinlerin tamamı yanmış durumda” İfadelerini kullandı.

Malatya demek kayısı demek

“Sadece kuraklığın değil bir de bizim yaşamış olduğumuz bir don felaketi var ki bunu da dikkatlerinize sunmak istiyorum.” Diyen CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, “ Malatya tabii, Türkiye'nin en önemli tarım kentlerinden birisi. Malatya demek kayısı demek, Malatya demek tarım demek, Malatya demek ceviz demek, elma demek, tütün demek, badem demek Malatya'da 8 milyona yakın kayısı ağacımız var, 60 bine yakın ailemiz kayısıdan direkt geçimini sağlıyor, aslında kayısı Malatya'da yaşayan herkesi direkt ve endirekt ilgilendirmekte. Yıllık ortalama 350 bin ton yaş, 110 bin ton kuru kayısımız var ve kayısımız sadece Malatya için değil, Türkiye'nin de gurur duyacağı bir ürün. Dünyada "kayısı" deyince akla Malatya kayısısı gelmekte. Yaklaşık yüzde 80 ila yüzde 90 arasında kuru kayısının üretimini Malatya sağlamakta” şeklinde konuştu.

Sanki ağaçların altında ateş yakılmış gibi

Ağbaba, “23 Nisana kadar çiftçi tedirgin yatar yatağa. Yatarken, dua eder "Bugün don olmasın." diye. 23 Nisanı atlattık, daha önce yaşamadığımız bir felaketle karşı karşıya kaldık. 9 ve 10 Mayıs geceleri maalesef bir don oldu ve üretici ürünleri kaybetti. Müthiş bir felaket yaşandı. Öyle bir felaket ki gözünüzle görmezseniz inanmazsınız. Başta kayısı olmak üzere ceviz, elma, armut, kiraz, erik, badem dondu; yenecek meyve kalmadı. Dağdaki bizim "davin" dediğimiz ürünler, hayvanların yiyeceği otlar bile yandı” Dedi. Ağbaba, kayısı / ceviz dalları ve yapraklarını milletvekillerine göstererek konuşmasına devam ederek, “Sanki yanmış gibi, ateş yakılmış gibi. Dokunduğunuz zaman kül olup dökülüyor, Kayısı meyveleri, lastik gibi olmuş. O muhteşem çağlamız lastik gibi olmuş durumda. Sadece meyve yanmadı, ağaç yandı. Bakın, şu ceviz ağacı -resimlerden göstereyim ben size, bakın, simsiyah, altında ateş yanmış gibi. Şu bir ceviz bahçesi. burası, komple, sanki yangın çıkmış gibi bir yer” ifadelerini kullandı.

Herkes meclisten umutlu

“Darende'nin yüksek kesimlerinde, Hekimhan'da Kurşunlusundan başlayıp Kozderesine kadar, Kuluncak’ta yenecek ürün kalmadı” diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “Çiftçi ürün yandığı için bu ürüne bakmamazlık etmiyor, kurtulmuyor, o ağaca su vermek zorunda, gübre vermek zorunda. İlaç vermek zorunda. Bu ağaca masraf etmek zorunda. Sizden ricamız şu: Bir araştırma komisyonu kurularak zararın boyutları araştırılmalı. Zarar tespiti yapılarak üreticilere destek verilmeli. Herkes Meclisten umutlu, başta -kimse bilmez ama Darendelilerin yeğenidir-Ak Parti Grup Başkanvekili Sayın Mahir Ünal olmak üzere, Grup Başkan Vekilimizden, diğer Grup Başkan Vekillerinden rica ediyoruz, Malatya çok mağdur durumda, bu mağduriyetin giderilmesi için tüm partilerden destek istiyoruz” dedi.