Doç. Dr. Gazi Gülbaş, sigaranın tam olarak insanlık tarihine girmesinin Amerika kıtasının keşfiyle Kızılderililerden edinilen bir alışkanlık olduğunu söyledi. Sigaranın zararının çok geç anlaşıldığına değinen Gülbaş, "Bin 600'lü yıllardan 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra sigaranın zararlı bir madde olduğu anlaşıldı. İlk defa tütünün bağımlılık yaptığı 1964 yılında tanımlanmış. 1979'da nikotinin güçlü bağımlılık yaptığı etkisi tanımlanmış. 1998'de ise nikotinin esrar, eroin gibi bağımlılık yaptığı etkisi tespit edildi" diye konuştu. Doç. Dr. Gazi Gülbaş, günümüzde sigaranın dünya için önemli bir sağlık sorunu olduğunu kaydederek, "Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre yaklaşık 1.2 milyar insanın sigara bağımlısı olduğu ve tütün ürünlerini kullandığı tespit edilmiş. Son 30- 40 yıl içerisinde gelişmiş ülkelerde sigara içme oranları yarıya düşerken birinci dünya ülkeleri dediğimiz Amerika ve Avrupa ülkelerinde bu oran yarıya düşmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde bu oran iki katına çıkmıştır" ifadelerini kullandı. Sigaranın Türkiye için de çok önemli bir sağlık sorunu olduğuna ifade eden Gülbaş, şöyle konuştu: "Ülkemizde durum kaygı verici. Yapılan çalışmalar 15 yaş üstü erkeklerde sigara içme oranının yüzde 62-63 oranında olduğu bilinmektedir. Kadınlarda ise yüzde 24 civarında olduğu bilinmektedir. Tüm nüfusu içine aldığımızda nüfusun yüzde 44 civarı da sigara içicisi olduğu bilinmektedir. Dünyada son on yıl içerisinde sigara tüketimi azalırken bizim ülkemizde bu oran Pakistan’ın arkasından artış gösterdiği gözlenmektedir. Bu artışın yüzde 52 civarında olduğu bilinmektedir. Ülkemizde yılda 120 bin hergün ise 300 kişi sigaraya bağlı nedenlerle ölüyor. Bu çok kaygı verici ve ciddi bir durum." "Türkiye'de eğitim seviyesi arttıkça sigara içme oranı da artmaktadır" Gülbaş, Türkiye'de sigara içme alışkanlığının batıya göre farklılık gösterdiğini dile getirerek, şöyle konuştu: "Batı toplumlarının tersine ülkemizde sigara içme sıklığı eğitim düzeyinin tersine eğitim düzeyi arttıkça sigara içme oranı artmaktadır. Tam tersini beklerken okuma yazma oranı düştükçe sigara içme oranı azalmaktadır. Sigara kullanma oranları okula gitmeyen okuma yazma bilmeyen kişilerde yüzde 26, ilkkokul seviyesinde olan kişilerde bu oran yüzde 47, ortaokul mezunlarında yüzde 52, lise mezunlarında yüzde 45, üniversitede 60'a yakın" diye konuştu. Gülbaş, sigara içme alışkanlığının mesleklere göre de farklılık getirdiğini belirterek, "Sigara içme oranının özellikle doktorlar arasında artış gösterdiği görülmektedir. Doktorlar arasında sigara içme oranı yüzde 44, öğretmenler arasında yüzde 51, gazeteciler arasında da sigara içme oranı oldukça yüksek, yüzde 64. Ülkemizde genç yaşta sigara içme oranı oldukça yüksek nüfusun yüzde 20'si 11 ile 14 yaş arası kullanıcılardan oluşur. Sigara içmeye çok genç yaşta başlıyoruz. 21 yaşın üzerinde sigaraya başlayanların oranı oldukça düşük. Asıl hedefimiz insanları bilinçlendirip, erken yaşta sigaraya başlamalarını önlemek" diye konuştu. Sigaranın içerisinde dört bin çeşit madde olduğunu ifade eden Gülbaş, konuşmasına şöyle devam etti: "55 değişik kanserojen madde var. Sadece içene değil çevresindeki kişilere de zarar veriyor. Vücudun etkilenmediği organlar yok. Özellikle KOAH dediğimiz 40 yaşından sonra nefes darlığıyla başlayan hastalık oldukça etkili. KOAH'ların yüzde 80'i sigara içicisi. Yine akciğer kanseri çok önemli. Yüzde 95'inde sigara içiciliği mevcut. Sigaranın zararlarına değinecek olursak doğum öncesi döneme kadar uzanan pek çok zararı var. Annesi gebeliği döneminde sigara içen kişilerde düşük doğum olma ve zeka geriliği normal içmeyen kişilere göre fazla. Sigara dumanı akciğerin savunma sistemini harap ediyor. Çocukluk çağında anne ve baba bulunduğu ortamda savunma sistemini düşürüyor. Bu da çocukluk çağındaki enfeksiyonların fazla olmasına neden oluyor. Akciğerin gelişimini olumsuz yönde etkiliyor. İleriki yaşlarda solunum hastalıklarının ortaya çıkmasını neden oluyor. Astım gibi hastalıkları tetikliyor. Damar hastalıklarının ve tıkanıklıklarının kalp krizlerine yol açmasına neden oluyor."
"Türkiye'de çocukların yüzde 55'i pasif sigara içiciliğine maruz kalıyor" Gülbaş, pasif içiciliğinde normal sigara içinler gibi zarar gördüğüne değinerek, "Kapalı ortamlarda pasif içicilik yüzde 58 gibi çok ciddi bir oranda. Toplumun büyük kısmı bulunduğu ortamda sigara dumanına maruz kalıyor. Ülkemizde çocukların yüzde 55 i pasif sigara içiciliğine maruz kalıyor. Çocukluk çağında ki bu pasif içicilik astım, KOAH gibi hastalıkların daha fazla görülmesini kolaylaştırmış görünüyor. Bu kadar bağımlılık yapan bir ajan" ifadelerini kullandı. |
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.